Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

GIVE EAR TO : English Turkish Redhouse

-e kulak vermek,
i dinlemek

GIVE HEED TO : English Turkish Redhouse

-e dikkat etmek,
e kulak asmak

GIVE HER MY LOVE! : English Turkish Redhouse

Ona sevgilerimi söyle!

GIVE HER MY REGARDS. : English Turkish Redhouse

Ona benden selam söyle

GIVE IN : English Turkish Redhouse

teslim olmak, razı olmak, kabul etmek

GIVE IN TO TEMPTATION : English Turkish Redhouse

şeytana uymak

GIVE IT ONE'S BEST SHOT : English Turkish Redhouse

elinden geleni yapmak

GIVE ME A LITTLE TIME. : English Turkish Redhouse

Bana biraz zaman verin

GIVE NO LEG TO STAND ON : English Turkish Redhouse

tutunacak bir dal bırakmamak

GIVE NOTICE : English Turkish Redhouse

işten çıkacağını önceden haber vermek

GIVE OFF : English Turkish Redhouse

(koku, buhar v.b.'ni) yaymak, çıkarmak: Plants give off oxygen. Bitkiler havaya oksiqen verir

GIVE OFFENSE : English Turkish Redhouse

gücendirmek, darıltmak

GIVE ONE A BLACK EYE : English Turkish Redhouse

ir gözünü patlatmak

GIVE ONESELF AIRS : English Turkish Redhouse

urnu havada olmak

GIVE OUT : English Turkish Redhouse

çok yorulmak, bitmek

GIVE PREFERENCE TO : English Turkish Redhouse

-i tercih etmek

GIVE PRIORITY TO : English Turkish Redhouse

-e öncelik tanımak

GIVE REIN TO : English Turkish Redhouse

dizginini salıvermek, başıboş bırakmak

GIVE RISE TO : English Turkish Redhouse

-e yol açmak,
e neden/sebep olmak

GIVE SHORT NOTICE : English Turkish Redhouse

(bir işin yapılması için) çok az zaman vermek

GIVE SOLACE TO : English Turkish Redhouse

-i teselli etmek,
e teselli vermek

GIVE SOMEONE A BATH : English Turkish Redhouse

irini yıkamak

GIVE SOMEONE A BELT ON : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirine yumruk indirmek

GIVE SOMEONE A BLESSING OUT : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirine sapartayı çekmek/vermek

GIVE SOMEONE A BLOWJOB : English Turkish Redhouse

irinin penisini ağızla uyarmak, supet/süpet yapmak; saksofon çalmak