Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
GRATEFULLY : English Turkish Redhouse

grate.ful.lyzarf minnetle

GRATER : English Turkish Redhouse

grat.ergrey'tır isim rende

GRATIFICATION : English Turkish Redhouse

grat.i.fi.ca.tiongrätîfîkey'şın isim
memnuniyet, zevk, haz.
zevk veren şey

GRATIFY : English Turkish Redhouse

grat.i.fygrät'îfay fiil memnun etmek, hoşnut etmek, tatmin etmek

GRATING : English Turkish Redhouse

grat.inggrey'tîng isim ızgara; demir parmaklık

GRATIS : English Turkish Redhouse

gra.tisgrey'tîs, grät'îs zarf, sıfat bedava, parasız

GRATITUDE : English Turkish Redhouse

grat.i.tudegrät'îtud isim minnettarlık

GRATUITOUS : English Turkish Redhouse

gra.tu.i.tousgrıtyu'wîtıs sıfat
bedava, parasız.
gereksiz

GRATUITY : English Turkish Redhouse

gra.tu.i.tygrıtyu'wıtî isim bahşiş

GRAVE : English Turkish Redhouse

gravegreyv isim mezar

GRAVEDIGGER : English Turkish Redhouse

grave.dig.gergreyv'dîgır isim mezarcı

GRAVEL : English Turkish Redhouse

grav.elgräv'ıl isim çakıl. fiil (graveled/gravelled, graveling/gravelling) çakıl döşemek

GRAVESTONE : English Turkish Redhouse

grave.stonegreyv'ston isim mezar taşı

GRAVEYARD : English Turkish Redhouse

grave.yardgreyv'yard isim mezarlık

GRAVITATE : English Turkish Redhouse

grav.i.tategräv'îteyt fiil
(towards/to)
e yönelmek.
yerçekimiyle hareket etmek.
çökelmek, çökmek

GRAVITATION : English Turkish Redhouse

grav.i.ta.tiongrävıtey'şın isim
yerçekimi.
yerçekimiyle hareket etme.
yönelme.
çökelme, çökme

GRAVITATIONAL : English Turkish Redhouse

grav.i.ta.tion.alsıfat yerçekimiyle ilgili

GRAVITY : English Turkish Redhouse

grav.i.tygräv'ıti isim, fizik
yerçekimi.
ciddiyet, vahamet.
ağırbaşlılık

GRAVY : English Turkish Redhouse

gra.vygrey'vi isim sos; et suyu

GRAY : English Turkish Redhouse

graygrey sıfat, isim gri

GRAY MATTER : English Turkish Redhouse

konuşma dilibeyin, akıl

GRAZE : English Turkish Redhouse

grazegreyz fiil otlamak; otlatmak

GREASE : English Turkish Redhouse

greasegris isim
yağ, içyağı, et yağı.
makineyağı, gres, gresyağı. fiil yağ sürmek, yağlamak

GREASE SOMEONE'S PALM : English Turkish Redhouse

irine rüşvet vermek

GREASY : English Turkish Redhouse

greas.ygri'si sıfat yağlı, yağlanmış