Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
REMINDER : English Turkish Redhouse

e.mind.erisim
hatırlatma.
hatırlatıcı şey

REMINISCE : English Turkish Redhouse

em.i.nisceremınîs' fiil
about
i hatırlamak.
about hakkındaki anılarını anlatmak

REMINISCENCE : English Turkish Redhouse

em.i.nis.cenceremınîs'ıns isim
hatırlama, anımsama.
hatıra, anı

REMINISCENT : English Turkish Redhouse

em.i.nis.centsıfat of
i anımsatan,
i andıran

REMISS : English Turkish Redhouse

e.missrîmîs' sıfat
ihmalci.
dikkatsiz.
üşengeç, tembel

REMISSION : English Turkish Redhouse

e.mis.sionrîmîş'ın isim
af.
hafifletme, azaltma; hafifleme, azalma

REMIT : English Turkish Redhouse

e.mitrîmît' fiil (remitted, remitting)
(para) havale etmek.
(ceza v.b.'nden) vazgeçmek.
(günah, suç v.b.'ni) affetmek, bağışlamak.
hafifletmek, azaltmak; hafiflemek, azalmak.
hukuk (davayı) (üst mahkemeden alt mahkemeye) iade etmek

REMITTANCE : English Turkish Redhouse

e.mit.tanceisim
(para) havale etme.
(ceza v.b.'nden) vazgeçme.
(günah, suç v.b.'ni) affetme, bağışlama.
hafifletme, azaltma; hafifleme, azalma

REMNANT : English Turkish Redhouse

em.nantrem'nınt isim
kalıntı, artık; bakiye.
parça kumaş

REMODEL : English Turkish Redhouse

e.mod.elrimad'ıl fiil (ev, apartman v.b.'nin) biçimini değiştirmek

REMONSTRATE : English Turkish Redhouse

e.mon.straterîman'streyt fiil bakınız remonstrate with someone about something

REMONSTRATE WITH SOMEONE ABOUT SOMETHING : English Turkish Redhouse

irine bir şey hakkındaki itiraz veya şikâyetlerini söylemek

REMORSE : English Turkish Redhouse

e.morserîmôrs' isim vicdan azabı, pişmanlık

REMORSEFUL : English Turkish Redhouse

e.morse.fulsıfat pişman

REMORSELESS : English Turkish Redhouse

e.morse.lesssıfat merhametsiz, amansız; acımasız

REMOTE : English Turkish Redhouse

e.moterîmot' sıfat
uzak.
ücra, sapa.
pek az

REMOTE CONTROL : English Turkish Redhouse

uzaktan kontrol, uzaktan kumanda

REMOVAL : English Turkish Redhouse

e.mov.alrîmuv'ıl isim
kaldırılma; kaldırma.
taşınma, nakil.
yol verme, işinden çıkarma

REMOVE : English Turkish Redhouse

e.moverîmuv' fiil
kaldırmak: Remove the flowers from the table. Çiçekleri masadan kaldır.
çıkarmak: He removed his shoes. Ayakkabılarını çıkardı.
çıkarmak, gidermek.
ortadan kaldırmak, yok etmek.
işten çıkarmak.
to
e taşınmak;
i
e taşımak

RENAISSANCE : English Turkish Redhouse

Ren.ais.sanceren'ısans, [İngiliz İngilizcesi] rîney'sıns isim bakınız the Renaissance

REND : English Turkish Redhouse

endrend fiil (rent)
yırtmak; yırtılmak.
parçalamak; parçalanmak.
yarmak; yarılmak

RENDER : English Turkish Redhouse

en.derren'dır fiil
kılmak,
.. duruma getirmek,
leştirmek: render possible mümkün kılmak.
yapmak, icra etmek.
(iyilik, hizmet, yardım, teşekkür) etmek: You've rendered me a service. Bana iyilik ettin.
(yağı) eritip saf bir hale getirmek/saflaştırmak.
(hesap, bir şeyin dökümü v.b.'ni) sunmak, vermek

RENDER A VERDICT : English Turkish Redhouse

(hâkim, jüri) karar vermek, karara varmak

RENDEZVOUS : English Turkish Redhouse

en.dez.vousran'dıvu isim (rendezvous) buluşma , randevu (yeri). fiil sözleşip buluşmak

RENDITION : English Turkish Redhouse

en.di.tionrendîş'ın isim
çeviri, tercüme.
yorum.
sunuş, icra.
temsil