English To Turkish
SMOOTH : English Turkish Redhouse
smoothsmudh sıfat
pürüzsüz, düzgün, düz, yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan.
içinde katı parçalar bulunmayan sıvı.
rahat, sarsıntısız.
çalkantısız (deniz).
rahat, problemsiz, sorunsuz.
tadı hoş olan, acı veya kekre olmayan (içki).
hoş fakat aldatıcı.
hoş tavırlarıyla insanları kandıran; cerbezeli.
çok hoş ve insanı rahatlatan. fiil
düz bir hale getirmek, düzlemek, tesviye etmek;
in buruşukluklarını gidermek, düzeltmek.
over (bir şeyi) (bir yere) sürmek
SMOOTH AWAY : English Turkish Redhouse
-i gidermek
SMOOTH DOWN ONE'S HAIR : English Turkish Redhouse
saçlarını yatırmak
SMOOTH THE WAY FOR SOMEONE : English Turkish Redhouse
irinin işini kolaylaştırmak
SMOOTH THINGS OVER BETWEEN : English Turkish Redhouse
-in aralarını bulmak/düzeltmek;
i barıştırmak
SMOOTHLY : English Turkish Redhouse
smooth.lyzarf problem çıkarmadan, güzel bir şekilde
SMOTE : English Turkish Redhouse
smotesmot fiil bakınız smite
SMOTHER : English Turkish Redhouse
smoth.ersm^dh'ır fiil
(duman, havasızlık) boğmak, bunaltmak veya boğarak öldürmek; (dumandan, havasızlıktan) boğulmak, bunalmak veya boğularak ölmek.
(yastık, battaniye v.b. ile) (birini) boğmak, boğarak öldürmek.
in/with (birini)
e boğmak,
e gark etmek.
(yangını) havasız bırakarak söndürmek
SMOULDER : English Turkish Redhouse
smoul.dersmol'dır fiil bakınız smolder
SMUDGE : English Turkish Redhouse
smudgesm^c isim (bulaşmış) leke. fiil (üstüne) leke bulaşmak/bulaştırmak; lekelenmek: Don't rub it; you'll smudge it! Elini üstüne sürme; leke yaparsın!
SMUG : English Turkish Redhouse
smugsm^g sıfat (smugger, smuggest) kendinden memnun, kendini beğenmiş
SMUGGLE : English Turkish Redhouse
smug.glesm^g'ıl fiil (birini/bir şeyi) (bir ülkeye veya yurtdışına) kaçırmak; kaçakçılık yapmak
SMUGGLER : English Turkish Redhouse
smug.glerisim kaçakçı
SMUGGLING : English Turkish Redhouse
smug.gl.ingisim kaçakçılık
SMUT : English Turkish Redhouse
smutsm^t isim
kurum tanesi, is tanesi.
müstehcen söz veya resimler
SMUTTY : English Turkish Redhouse
smut.tysm^t'i sıfat müstehcen, açık saçık
SNACK : English Turkish Redhouse
snacksnäk isim ( yemek aralarında yenilen) tatlı, çerez, meyve v.b. hafif şeyler yemek, çerezlenmek; on (tatlı, çerez, meyve v.b.) yemek. fiil hafif şeyler yemek, çerezlenmek; on (tatlı, çerez, meyve v.b.) yemek
SNACK BAR : English Turkish Redhouse
(müşterilerinin bar gibi bir tezgâhın önünde oturduğu) ufak lokanta; büfe
SNAFU : English Turkish Redhouse
sna.fusnä'fu isim, konuşma dili problem, sorun, pürüz
SNAG : English Turkish Redhouse
snagsnäg isim
problem, sorun, pürüz.
koparılmış veya kırılmış bir şeyin çıkık, pürüzlü ve keskin ucu. fiil (snagged, snagging)
e takılmak
SNAIL : English Turkish Redhouse
snailsneyl isim salyangoz
SNAKE : English Turkish Redhouse
snakesneyk isim
yılan.
sinsi ve hain kimse. fiil
yılan gibi sessizce ilerlemek.
yılan gibi kıvrılmak
SNAKE IN THE GRASS : English Turkish Redhouse
sinsi ve hain kimse
SNAKEBITE : English Turkish Redhouse
snake.bitesneyk'bayt isim yılan sokması
SNAKEY : English Turkish Redhouse
snakeysıfat bakınız snaky
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani