English To Turkish
TABLESPOON : English Turkish Redhouse
ta.ble.spoontey'bılspun isim
büyük kaşık, servis kaşığı.
(ölçü birimi olarak) çorba kaşığı
TABLET : English Turkish Redhouse
tab.lettäb'lît isim
bloknot.
tablet, hap, komprime.
(taştan) levha
TABLEWARE : English Turkish Redhouse
ta.ble.waretey'bılwer isim (sofrada kullanılan) tabak çanak, çatal bıçak gibi eşya
TABLOID : English Turkish Redhouse
tab.loidtäb'loyd isim
tabloit gazete; tabloit ek.
sansasyonel gazete. sıfat
tabloit.
sansasyonel; boyalı basına özgü
TABOO : English Turkish Redhouse
ta.bootıbu' isim tabu. sıfat tabu olan, tabu
TABU : English Turkish Redhouse
ta.butıbu' isim bakınız taboo
TABULAR : English Turkish Redhouse
tab.u.lartäb'yılır sıfat çizelge, tablo veya liste halinde olan
TABULATE : English Turkish Redhouse
tab.u.latetäb'yıleyt fiil cetvel haline koymak, tablo haline getirmek
TACIT : English Turkish Redhouse
tac.ittäs'ît sıfat
sözsüz.
söz veya yazıyla belirtilmeden ifade olunan, açıkça söylenmemiş veya yazılmamış
TACITURN : English Turkish Redhouse
tac.i.turntäs'ıtırn sıfat suskun, çok az konuşan
TACK : English Turkish Redhouse
tacktäk isim
ufak çivi; raptiye, pünez.
(bir yelkenlinin, bir hareketin, bir düşüncenin takip ettiği) yön.
(yelkenlinin, seyrini değiştirmek için yaptığı) tiramola.
teyel. fiil
(yelkenli) volta vurmak, tiramolayla yükselmek, tiramola ederek gitmek.
teyellemek, teyelle tutturmak
TACK SOMETHING DOWN : English Turkish Redhouse
ir şeyi çivileyerek veya raptiyeleyerek açılmaz veya hareket etmez bir duruma getirmek
TACK SOMETHING ON : English Turkish Redhouse
bir şeyi çivi veya raptiyeyle (bir yere) asmak.
(to) bir şeyi sonradan gelişigüzel bir şekilde (bir şeye) eklemek
TACKLE : English Turkish Redhouse
tack.letäk'ıl isim
denizcilikle ilgili palanga.
(birini) sıkıca yakalama. fiil
(bir problemi) ele almak, çözmeye çalışmak.
(birini) sıkıca yakalamak/tutmak
TACKLE SOMEONE ABOUT SOMETHING : English Turkish Redhouse
zor veya hassas bir konu hakkında biriyle konuşmak
TACKY : English Turkish Redhouse
tack.ytäk'i sıfat yapışkan
TACT : English Turkish Redhouse
tacttäkt isim takt, ince bir anlayış, ince bir nezaket
TACTFUL : English Turkish Redhouse
tact.fultäkt'fıl sıfat takt sahibi, nazik ve çok anlayışlı, ince
TACTIC : English Turkish Redhouse
tac.tictäk'tîk isim
askeri (belirli bir amaç için başvurulan) taktik.
taktik, manevra, başvurulan yol ve yöntem
TACTICAL : English Turkish Redhouse
tac.tic.alsıfat taktiğe ait, taktik
TACTICIAN : English Turkish Redhouse
tac.ti.ciantäktîş'ın isim taktikçi
TACTICS : English Turkish Redhouse
tac.ticstäk'tîks isim taktik
TACTILE : English Turkish Redhouse
tac.tiletäk'tîl, [İngiliz İngilizcesi] täk'tayl sıfat
dokunma duyusuyla algılanabilen.
dokunma duyusuyla ilgili, dokunsal
TACTLESS : English Turkish Redhouse
tact.lesstäkt'lîs sıfat takttan yoksun, patavatsız, inceliksiz
TADJIK : English Turkish Redhouse
Ta.djiktacîk', tacik' isim, sıfat Tacik
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani