Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

THE CENTRAL AFRICAN REPUBLIC : English Turkish Redhouse

Orta Afrika Cumhuriyeti

THE CHANCES ARE : English Turkish Redhouse

muhtemelen

THE CITY'S NOT YET WITHIN SIGHT. : English Turkish Redhouse

Şehir henüz görünmüyor./Şehri henüz göremiyoruz

THE CLINK : English Turkish Redhouse

konuşma dilikodes, hapishane

THE CLOTH : English Turkish Redhouse

ahipler

THE COAST IS CLEAR. : English Turkish Redhouse

Kimse yok./Meydan boş

THE COMMONWEALTH : English Turkish Redhouse

İngiliz Milletler Topluluğu

THE CONFEDERACY : English Turkish Redhouse

akınız Confederate States of America

THE CONGO : English Turkish Redhouse

Kongo

THE CONTINENT : English Turkish Redhouse

Avrupa kıtası, Avrupa

THE CREAM OF THE CROP : English Turkish Redhouse

en iyileri; en iyisi

THE CREATOR : English Turkish Redhouse

Yaradan, Allah, Tanrı

THE CRESCENT : English Turkish Redhouse

İslam âlemi

THE CRIMEA : English Turkish Redhouse

Kırım

THE CROSS : English Turkish Redhouse

Hz.İsa'nın çarmıhta ölümü.
Haç (Hristiyanlığın simgesi)

THE CRUSADES : English Turkish Redhouse

Haçlı Seferleri

THE CUT OF ONE'S JIB : English Turkish Redhouse

konuşma dilidış görünüş; yüz ifadesi

THE CZECH REPUBLIC : English Turkish Redhouse

Çek Cumhuriyeti

THE DARDANELLES : English Turkish Redhouse

Çanakkale Boğazı

THE DARK AGES : English Turkish Redhouse

Karanlık Devirler, ortaçağın ilk yarısı

THE DATIVE : English Turkish Redhouse

-e hali, datif

THE DEAD : English Turkish Redhouse

ölüler

THE DEAD OF NIGHT : English Turkish Redhouse

gecenin körü

THE DEAD OF WINTER : English Turkish Redhouse

kışın ortası

THE DEAF : English Turkish Redhouse

sağırlar