Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
WAISTLINE : English Turkish Redhouse

waist.lineweyst'layn isim
bel.
bel genişliği

WAIT : English Turkish Redhouse

waitweyt fiil
(for)
i beklemek: I am waiting for my wife. Karımı bekliyorum. Wait your turn. Sıranı bekle. Wait here. I'll be right back. Burada bekle. Hemen döneceğim.
durmak, kalmak: Wait! Let's go together. Dur! Birlikte gidelim.
bekletmek: Don't wait supper for me. Yemek için benim gelmemi bekleme. isim bekleme, bekleyiş

WAIT A LITTLE. : English Turkish Redhouse

Biraz bekle

WAIT A MINUTE! : English Turkish Redhouse

Bir dakika!

WAIT AT TABLE : English Turkish Redhouse

İngiliz İngilizcesiservis yapmak

WAIT IN AMBUSH : English Turkish Redhouse

pusuda beklemek

WAIT ON : English Turkish Redhouse

e hizmet etmek.
e servis yapmak.
in ziyaretine gitmek

WAIT ON SOMEONE HAND AND FOOT : English Turkish Redhouse

irinin etrafında dört dönmek

WAIT ON TABLE : English Turkish Redhouse

servis yapmak

WAIT TABLES : English Turkish Redhouse

garsonluk yapmak

WAIT UP FOR SOMEONE : English Turkish Redhouse

yatmayıp birini beklemek

WAITER : English Turkish Redhouse

wait.erwey'tır isim garson

WAITING LIST : English Turkish Redhouse

yedek liste, bekleyenler listesi

WAITING ROOM : English Turkish Redhouse

ekleme odası/salonu

WAITRESS : English Turkish Redhouse

wait.ressweyt'rîs isim kadın garson

WAIVE : English Turkish Redhouse

waiveweyv fiil
den vazgeçmek,
den feragat etmek.
i ertelemek

WAIVER : English Turkish Redhouse

waiv.erwey'vır isim, hukuk feragat

WAKE : English Turkish Redhouse

wakeweyk fiil (woke/waked, waked/woken)
(up) uyanmak.
(up)
i uyandırmak.
canlandırmak: wake painful memories acı anıları canlandırmak

WAKEFUL : English Turkish Redhouse

wake.fulweyk'fıl sıfat
uyanık, tetikte olan.
uykusuz

WAKEFULNESS : English Turkish Redhouse

wake.ful.nessisim uyanıklık

WAKEN : English Turkish Redhouse

wak.enwey'kın fiil
uyandırmak; uyanmak.
uyarmak, ikaz etmek

WALACH : English Turkish Redhouse

Wal.achwal'ık isim bakınız Vlach

WALACHIA : English Turkish Redhouse

Wa.la.chi.awıley'kiyı isim bakınız Wallachia

WALES : English Turkish Redhouse

Walesweylz isim Galler Ülkesi

WALK : English Turkish Redhouse

walkwôk fiil
yürümek, yürüyerek gitmek: I walked all the way from Beşiktaş to Bebek. Beşiktaş'tan ta Bebek'e kadar yürüdüm. I didn't come by car; I walked. Arabayla gelmedim; yürüyerek geldim.
dolaşmak, gezmek: She went out to walk in the park. Parkta dolaşmaya çıktı.
dolaştırmak, gezdirmek: He is walking the dog in the garden. Köpeği bahçede gezdiriyor. He is walking the visitors through the factory. Konuklara fabrikayı gezdiriyor. isim
yürüme, gezme.
yürüyüş, gezinti.
yürüyüş (tarzı).
yol: I came by foot; it was a long walk. Yürüyerek geldim; yol uzundu.
(bahçede taş veya beton) yol