Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COCKCROW : English Turkish

n. horoz ötüşü; sabahın körü; horozların ötme vakti

COCKED : English Turkish

adj. bir tarafa eğilmiş veya yan yatmış

COCKED HAT : English Turkish

kalkık kenarlı şapka

COCKER : English Turkish

n. cocker

COCKER : English Turkish

v. üzerine titremek, şımartmak

COCKER SPANIEL : English Turkish

cocker

COCKER UP : English Turkish

üzerine titreyerek büyütmek, özenle yetiştirmek, bolluk içinde büyütmek

COCKER'S ARITHMETIC : English Turkish

n. Cocker Aritmetiği, Edward Cocker tarafından yazılmış olan bir ders kitabı

COCKEREL : English Turkish

n. yavru horoz

COCKET : English Turkish

n. resmi nakliye mührü; gümrük damgası; müşterilerin yükümlülüğü

COCKET : English Turkish

adj. canlı, neşeli, şımarık, hoppa, arsız, sulu

COCKEYE : English Turkish

n. şaşı bakan göz

COCKEYED : English Turkish

adj. şaşı, eğri, çarpık; saçma, budalaca (Argo), sarhoş

COCKFIGHT : English Turkish

n. horoz dövüşü, mahmuzla silahlandırılmış dövüş horozları arasındaki müsabaka

COCKFIGHTING : English Turkish

n. horoz dövüşü

COCKHORSE : English Turkish

n. tahta at, oyuncak at

COCKILY : English Turkish

adv. kendini beğenmiş bir şekilde, mağrur bir edayla, kibirle; şık ve neşeli bir biçimde

COCKINESS : English Turkish

n. kendine aşırı güvenme

COCKING : English Turkish

n. horozu kurma, ateş etmek için silahın horozunu (çekicini) geriye çekme eylemi

COCKING HANDLE : English Turkish

ateşlenmeye hazır hale gelebilmesi için bir silahın namlusuna mermiyi yerleştirmek için kullanılan manivela/kaldıraç

COCKLE : English Turkish

n. kabuk (midye vb.), tarak kabuğu; küçük sandal, küçük kayık

COCKLE : English Turkish

v. kırışmak, buruşmak, dalgalandırmak, kırıştırmak, buruşturmak

COCKLE BOAT : English Turkish

n. sandal, daha büyük bir teknenin arkasına bağlanan kürekli küçük sandal

COCKLEBOAT : English Turkish

n. sandal, küçük tekne, küçük kayık

COCKLEBUR : English Turkish

n. içinden dikenli kabuğu olan tohumlar çıkaran her çeşit bitki veya iri taneli ot; dulavratotu, dikenli sıkı yapışkan tohum kabuğu olan bitki