English To Turkish
DECARBOXYLATE : English Turkish
v. karboksilden arındırmak, bir bileşikten karboksil grubunu çıkarmak (Kimya)
DECARBOXYLATION : English Turkish
n. dekarboksilasyon, bir bileşiği karboksilden arındırmak (Kimya)
DECARE : English Turkish
n. dönüm, dekar, 10 ara eşit olan alan ölçü birimi
DECARTALIZE : English Turkish
v. kartelleşmeyi önlemek
DECARTELISATION : English Turkish
n. kartelleri kaldırma, bir kartelin yürürlükten kaldırılması, kartelin bozulması (ayrıca decartelization)
DECARTELISE : English Turkish
v. kartelleri kaldırmak, bir karteli yürürlükten kaldırmak, işletme tröstünü kaldırmak (ayrıca decartelize)
DECARTELIZATION : English Turkish
n. kartelleri kaldırma, bir kartelin yürürlükten kaldırılması, kartelin bozulması (ayrıca decartelisation)
DECARTELIZE : English Turkish
v. kartelleri kaldırmak, bir karteli yürürlükten kaldırmak, işletme tröstünü kaldırmak (ayrıca decartelize)
DECASUALISATION : English Turkish
n. ihtiyaç durumunda gündelikçi işçi sistemini kaldırma, iş gücünü stabilize etmek amacıyla geçici olarak çalışan işçileri işten çıkarma süreci; geçici olarak çalışan işçi gücünü azaltma (ayrıca decasualization)
DECASUALISE : English Turkish
v. ihtiyaç durumunda gündelikçi işçi sistemini kaldırmak, gündelikçi istihdamını azaltmak; , iş gücünü stabilize etmek amacıyla geçici olarak çalışan işçileri işten çıkarmak (ayrıca decasualize)
DECASUALIZATION : English Turkish
n. ihtiyaç durumunda gündelikçi işçi sistemini kaldırma, iş gücünü stabilize etmek amacıyla geçici olarak çalışan işçileri işten çıkarma süreci; geçici olarak çalışan işçi gücünü azaltma (ayrıca decasualisation)
DECASUALIZE : English Turkish
v. ihtiyaç durumunda gündelikçi işçi sistemini kaldırmak, gündelikçi istihdamını azaltmak; , iş gücünü stabilize etmek amacıyla geçici olarak çalışan işçileri işten çıkarmak (ayrıca decasualise)
DECASYLLABIC : English Turkish
adj. on heceli, on heceli olan
DECASYLLABLE : English Turkish
n. ön heceli ifade, on heceli dize veya kelime
DECATHLETE : English Turkish
n. dekatloncu
DECATHLON : English Turkish
n. dekatlon
DECATIZE : English Turkish
v. kolasını gidermek (ipek)
DECAY : English Turkish
n. bozulma, çürüme, çürük, çürütme; zayıflama; ayrışma; çöküş, yıkılma, yıkılış; düşkünlük;
DECAY : English Turkish
v. çürütmek, çürümek, bozmak, bozulmak; zayıflamak, halsiz düşmek; parçalanmak, dağılmak; azalmak
DECAYABLE : English Turkish
adj. çürüyebilir, çürüyebilir veya bozulabilir, dağılabilir
DECAYED : English Turkish
adj. düşkün, zayıflamış, takâtsiz, halsiz düşmüş, dumura uğramış, çürümüş, çürük, aşınmış, dağılmış
DECAYEDNESS : English Turkish
n. bozuk olma, ayrışmış olma, çürüklük
DECD : English Turkish
merhum, ölmüş, rahmetli olmuş
DECEASE : English Turkish
n. ölüm, vefat
DECEASE : English Turkish
v. ölmek, vefat etmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani