Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
SENSITIVE AREA : English Turkish military

HASSAS BÖLGE:İstihbarat bakımından bir faaliyet merkezi haline gelen belirli mevki

SENSITIVE COMMAND NETWORK : English Turkish military

HASSAS KOMUTA ÇEVRİMİ:Minütmen füze komuta, uzak kontrol, kalibrasyon ve fırlatma görevlerini desteklemek için faydalanılan sistem ve tesisleri tanıtır muhabere tesisi

SENSITIVE COMPARTMENTED INFORMATION : English Turkish military

HASSAS BÖLÜNMÜŞ BİLGİ:Şimdiki ve gelecekteki topluluk istihbarat toplama programları ve bitmiş ürünleri kompartmantasyon toplu sistemlerinin formal olarak tesis edileceği sınırlanmış bütün bilgi ve malzemeler. (Bu kontroller DOD
1'in Information Security Program Regulation hükümlerinin üstünde ve ötesindedir) SCI olarak da bulunur

SENSITIVE ITEM : English Turkish military

ŞÜPHELİ MADDE, KAÇAK MADDE:Gayri meşru pazarlarda süratle satış imkanı bulan ve özellikle hırsızlama mal olması ihtimal dahilinde bulunan mal kalemleri

SENSITIVE POSITION : English Turkish military

HASSAS MEVKİ, ÖNEMLİ MEVKİ:Kara kuvvetlerinde mevcut görev yerlerinden, işgal eden şahsın, mevkiin mahiyeti itibariyle, milli güvenliğe aykırı maddi bir zarara neden olması ihtimal dahilinde görülen bir mevki. Bu gibi mevkileri çok gizli, gizli ve hizmete özel bilgi ve malzemeye yaklaşmayı gerektiren herhangi bir görev veya sorumluluğu ya da Kara Kuvvetleri Komutanı veya yetkilisi tarafından önemli olarak vasıflandırılan bir başka görev yerini içine alır

SENSITIVITY ANALYSIS : English Turkish military

DUYARLILIK ÇÖZÜMLEMESİ (ANALİZİ):

SENSOR : English Turkish military

ELEKTRONİK HEDEF TESPİT CİHAZI:Cisimleri ve faaliyetleri, enerji, yayınlanan partikülleri, yansıyan veya tadil edilmiş cisimleri belirtip kayıt eden ve tespit eden teçhizat

SENTENCE : English Turkish military

HÜKÜM:Bir askeri şahıs hakkında askeri mahkeme tarafından verilen karar

SENTENCED PRISONER : English Turkish military

HÜKÜMLÜ MAHPUS, HÜKÜM GİYMİŞ MAHPUS:Hakkında alınan hapis kararı icra safhasına geçmiş mahpus

SENTIMENTAL : English Turkish military

DUYGUSAL:

SENTINEL : English Turkish military

NÖBETÇİ:Bak. "sentry"

SENTRY : English Turkish military

NÖBETÇİ:Nöbet tutmak, kurulmuş düzeni muhafaza etmek, şahısları ve belirli noktaları baskından korumak veya düşman taarruzuna karşı uyarmak üzere, bir karakolun mensubu olarak görevlendirilmiş asker. Bütün nöbetçiler, aynı zamanda, kimyasal maddelere karşı ikaz unsuru, yani gaz gözcüsü durumundadır

SENTRY SQUAD : English Turkish military

NÖBETÇİ MANGASI:Nöbetçilik veya muhafızlık vazifesiyle görevlendirilmiş manga. Manga erlerinden bir kısmı nöbet tutarken, diğerleri istirahat eder, fakat, acil hallerde derhal göreve koşmak veya nöbet süresi sona eren arkadaşlarını değiştirmek üzere, her an göreve hazır halde bulunurlar

SEPARABLE COST : English Turkish military

AYRIMLANABİLİR MALİYET:

SEPARATE : English Turkish military

AYIRMAK, BÖLMEK:Bir şeyi başka bir şeyden ayırmak

SEPARATE BATTALION : English Turkish military

BAĞIMSIZ TABUR:Alayın bir kısmını teşkil etmeyen ve sahrada müstakil bir birlik olarak faaliyette bulunan tabur. Bu tabur; hem idari hem taktik bir birliktir

SEPARATE BATTERY : English Turkish military

BAĞIMSIZ BATARYA:Bir taburun bir kısmını teşkil etmeyen ve sahrada müstakil bir birlik olarak faaliyette bulunan batarya

SEPARATE COMPANY : English Turkish military

BAĞIMSIZ BÖLÜK:Bir taburun bir kısmını teşkil etmeyen ve sahrada müstakil bir birlik olarak faaliyette bulunan bölük

SEPARATE LOADING ROUND : English Turkish military

KESELİ ATIM:Terkipsiz keseli cephane atımı. Bak. "separate loading ammunition"

SEPARATE REGIMENT : English Turkish military

BAĞIMSIZ ALAY:Bir tümen veya tugayın bir parçasını teşkil etmeyen ve sahrada müstakil bir birlik olarak faaliyette bulunan alay

SEPARATE SHIPMENTS : English Turkish military

BÖLÜNMÜŞ SEVKİYAT:Birlik ağırlıkları dışındaki teçhizat ve ikmal maddelerinin, tek gönderme belgesi ile, münferit olarak sevki. Birliğin kontrolü altında hareket eden birlik ağırlıkları sevkiyatı, bölünmüş bir sevkiyat değildir. Bir depodan, birlik teçhizatı ile ilgili olarak yapılan noksan malzeme sevkiyatı bölünmüş sevkıyattır. Bölünmüş sevkiyat, nakliyat grupları (assemblage) halindekiler hariç, bir ulaştırma birimine eşittir

SEPARATE-LOADING AMMUNITION : English Turkish military

TERKİPSİZ CEPHANE:Mermi ve sevk barutu silaha ayrı olarak doldurulan cephane

SEPARATEE : English Turkish military

ASKERLİKTEN AYRILAN, ASKERLİKTEN AYRILMIŞ:Askeri hizmetten ayrılma durumunda bulunan askeri şahıs

SEPARATION : English Turkish military

AYRILMA:Faal görevden ayrılma, terhis, emeklilik, tard, ihraç, istifa veya ölüm sonucu yapılan personel işlemlerine uygulanan geniş anlamlı terim

SEPARATION CENTER : English Turkish military

TERHİS VE AYIRMA MERKEZİ:Personelin askeri hizmetten ayrılmasını gerçekleştirmek üzere tesis edilmiş büro