English To Turkish
BLACK PLAGUE : English Turkish
Kara Veba, Büyük Veba, 1660'ların ortalarında Londra'yı kasıp kavurmuş bulaşıcı hıyarcıklı veba
BLACK POWDER : English Turkish
kara barut, siyah barut, patlayıcı olarak kullanılan barut
BLACK POWER : English Turkish
n. siyah güç, Amerikalı siyahlar tarafından sosyal eşitlik ve eşit hakları sağlamak ve ırksal gurura vurgu yapmak amacıyla kurulmuş olan hareket
BLACK PRINCE : English Turkish
n. galler prensi edward
BLACK PUDDING : English Turkish
n. domuz kanı ve yulaf unundan yapılan bir yiyecek, kandan yapılan sosis
BLACK RACE : English Turkish
siyah ırk, siyah tenli insanların ırkı
BLACK RAIN : English Turkish
siyah yağmur, kara yağmur, radyoaktif yağmur
BLACK REDSTART : English Turkish
n. ev kızılkuyruğu
BLACK SEA : English Turkish
kara deniz
BLACK SEPTEMBER : English Turkish
Kara Eylül, Al Fatah'a (Filistinli bir gerilla örgütü) bağlı terörist bir grup
BLACK SHEEP : English Turkish
yüz karası, utanç kaynağı kimse
BLACK SHIRT : English Turkish
kara gömlek, üniformasının bir parçası olarak siyah gömlek giyen faşist teşkilat üyesi (özellikle İtalyan Faşist Partisi)
BLACK SNAKE : English Turkish
siyah yılan, karayılan, zararsız bir yılan türü
BLACK SOUL : English Turkish
n. kötü ruh
BLACK SPOT : English Turkish
çok kaza olan yer
BLACK SQUARE : English Turkish
siyah kare, satranç veya dama tahtasında siyah renkte boyalı kare
BLACK SUITED : English Turkish
adj. siyah takım elbiseli
BLACK THURSDAY : English Turkish
Kara Perşembe, 24 Ekim 1929, New York Borsası'nın çöktüğü ve müreffeh 1920'lerin sona erip Büyük Bunalım'ın başladığı gün
BLACK TIE : English Turkish
siyah papyon, smokin
BLACK TUESDAY : English Turkish
Kara Salı, (Ekonomi) 29 Ekim 1929 (New York Borsası'nın %13 değer kaybettiği gün, Büyük Bunalım'ın başlangıcı)
BLACK VELVET : English Turkish
n. siyah kadife, Bismarck, şampanya ve siyah bira ile yapılan kokteyl içecek
BLACK WALNUT : English Turkish
karaceviz, yenilebilir ceviz üreten ağaç; karaceviz ağacının cevizi; karaceviz ağacının ahşabı
BLACK WATER FEVER : English Turkish
karasu humması, çoğunlukla tropik bölgelerde rastlanan ve koyu renk idrara sebep olan ağır bir sıtma biçimi
BLACK WIDOW : English Turkish
zehirli örümcek, kara dul
BLACK-AND-BLUE : English Turkish
n. siyah-mavi, morartı, çürük, morarmış, morartı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani