Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
BLACKED : English Turkish

adj. karartılmış, koyulaştırılmış; kirletilmiş, lekelendirilmiş; iftira atılmış

BLACKED OUT : English Turkish

adj. sansürlenmiş, karartılmış; elektrik kesintisinden dolayı karanlığa gömülmüş; gözleri kararmış, bayılmış

BLACKEN : English Turkish

v. karartmak, siyahlatmak, karalamak, lekelemek, kara çalmak, kararmak

BLACKEN WITH SMOKE : English Turkish

dumandan kararmak

BLACKENED : English Turkish

adj. isli

BLACKENED HIS NAME : English Turkish

onun adını karaladı, onun ününü batırdı, onun adını kötüye çıkardı

BLACKENER : English Turkish

n. karalayan, kötüleyen, iftiracı, iftira atan

BLACKENING : English Turkish

n. karalama

BLACKEYED : English Turkish

n. kara gözlü, kara gözlü bezelye

BLACKFACE : English Turkish

n. siyah baskı

BLACKFISH : English Turkish

n. karabalık, Alaska karabalığı, Kuzey Kutbu Kuzey Amerika'sı ile Sibirya'da bolca rastlanan koyu renkli bir tatlı su balığı; yeniden çoğalmış dişi somon; soğana benzer bir başı olan ve Birleşik Devletler'in Atlantik kıyısında rastlanan siyah dişli bir balina (pilot whale {pilot balina, kara balina, kılavuz balina} olarak da bilinir)

BLACKFLY : English Turkish

n. sivrisinek, sinek, tatarcık, bitkilere saldıran bir böcek; küçük (kısmen siyah) suda yaşayan larvalı güçlü bir vücudu olan ve kuşlar insanlar ve diğer memelilerin kanını emen bir sinek

BLACKFOOT : English Turkish

n. Karaayak, Blackfeet (Karaayaklar) Yerlileri'nin dili

BLACKFOOT : English Turkish

n. Karaayak, Blackfeet (Karaayaklar) (Kuzey Amerika Yerli kabilesi) kabilesinden olan Yerli kimse

BLACKGUARD : English Turkish

v. küfretmek, sövüp saymak

BLACKGUARD : English Turkish

n. terbiyesiz, alçak, küfürbaz

BLACKGUARDISM : English Turkish

n. ahlaksız davranış; küfürbazlık, sövüp sayma, ahlaksızca konuşma

BLACKGUARDLY : English Turkish

adj. terbiyesiz, ağzı bozuk

BLACKHEAD : English Turkish

n. siyah nokta (cilt)

BLACKHEART : English Turkish

n. siyah renkli bir kiraz türü; bir bitki hastalığı türü

BLACKHEARTED : English Turkish

adj. kara kalpli, şeytan, şeytani, kötü, kötücül, kötü amaçlı, kötü kalpli

BLACKIE : English Turkish

n. esmer, zenci

BLACKING : English Turkish

n. ayakkabı boyası, siyah boya; kurşun tozu

BLACKISH : English Turkish

adj. siyahımsı, siyahi

BLACKISH BROWN : English Turkish

adj. siyahımsı kahverengi, siyaha çalan kahverengi, rengi siyah gibi olan kahverengi