Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
ANACATHARTIC : English Turkish Medicals

baglam söktüren;
Kusturucu;
Balgam söktürücü ilaç

ANACHLORHYDRIA : English Turkish Medicals

mide usaresinde hidroklorik asidin azalması veya yokluğu. anakloridri

ANACHOLIA : English Turkish Medicals

Safra sekresyonunun azalması

ANACHORESIS : English Turkish Medicals

Sun'i apse eya bir aşı enjeksiyonu sonucu ogranizmanın bir noktasında mikropların birikmesi

ANACIDITY : English Turkish Medicals

Asitsizlik, organizmada normal asidlik derecesinin bozulması

ANACLASIS : English Turkish Medicals

Kırık;
Ankilozlu bir oynak yeri (eklem)'nin zorla bükülmesi

ANACROASIA : English Turkish Medicals

Söylenen kelimeleri anlamakta görülen yetersizlik, kelime sağırlığı

ANACROTIC : English Turkish Medicals

Nabzın çıkan kolundaki çentik, anakrot

ANACROTISM : English Turkish Medicals

Anakrotizm (Sphygmogram'da yukarı çıkan kol üzerinde bir çentik belirmesi)

ANACUSIS : English Turkish Medicals

Sağırlık (total)

ANADENIA : English Turkish Medicals

Bez yetersizliği;
Mide salgısı yetersizliği (kronik);
Bez yokluğu

ANADIPSIA : English Turkish Medicals

Şiddetli susuzluk, anadipsi

ANADRENALISM : English Turkish Medicals

Böbreküstü bezinin fonksiyon yetersizlği

ANADROME : English Turkish Medicals

Yukarı doğru yayılan ağrı;
İsteriklerde nöbet başlangıcında göğüsten boğaza doğru yükselen tıkanma duygusu;
Kanın vücudun aşağı kısımlarından yukarı bölgelerine çıkması, hücumu, başa kan hücumu

ANAEROBE : English Turkish Medicals

Serbest hava veya oksijen taşımayan bir ortamda yaşayan mikroorganizm, anaerob

ANAEROPLASTY : English Turkish Medicals

Yaraları hava temasını önlemek üzere, sıcak suya daldırarak tedavi etme usülü

ANAEROSIS : English Turkish Medicals

Teneffüs fonksiyonunun durması, solunumun kesilmesi (özellikle yeni doğan çocuklarda), aneroz

ANAGNOSASTHENIA : English Turkish Medicals

Okumada, sıkıntı ve güçlük belirtileri taşıyan nevrasteni durumu

ANAGOCYTIC : English Turkish Medicals

Hücre gelişimini önleyen, köstekleyen (madde)

ANAGOGE, ANAGOGIA : English Turkish Medicals

kusma

ANAGYRIN (E) : English Turkish Medicals

Anajirin, Anagyrus factida'dan elde edilen bir alkaloid (C15H22NO2)

ANAKINESIS : English Turkish Medicals

Canlı maddeyi karakterize eden ve bazı moleküllerin veya atomların enerji muhtevalarını zenginleştirerek onları etkin kılan "autocatalytic" processus. Bu yolla enerji yükü bakımından diğer molekül ve atomlardan ayrılan canlı molekül ve atomlar "kinetomer" adı ile anılır: Bunlar arasında enerji yönünden en zengin olan "anakinetomer" veya "anakinetomeric" şekil olarak ele alınır. Enerji yükü en düşük olan cansız molekül veya atom ise "katakinetomer" veya "katakinetomeric" şekli oluşturur

ANAL : English Turkish Medicals

Anusa ait, makadi, anal

ANALEPSIS, ANALEPSY : English Turkish Medicals

Nekahet, iyileşme;
Mide bölgesinden başlayan bir avra (gastric aura) ile beliren sar'a nöbeti;
Cinsi birleşme sırasında ani olarak beliren kanıksama veya bezginlik hissi

ANALEPTIC : English Turkish Medicals

Kuvvetlendirici, mukavvi;
Canlandırıcı, kamçılayıcı,
Kalbi canlandıran (ilaç)