Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CUPULAR : English Turkish Medicals

Kubbeye ait, cupularis

CURABILITY : English Turkish Medicals

Tedaviden istifade yeteneği, iyileşme yeteneği, şifa oranı

CURABLE : English Turkish Medicals

tedavisi mümkün, iyileşmesi mümkün, şifa bulur

CURARE : English Turkish Medicals

Tborkürarinin elde edildiği ham madde

CURARINE : English Turkish Medicals

"Curare" adlı zehirden çıkarılan ve felç aypan billüri bir alkaloid (C18H35N)

CURARIZATION : English Turkish Medicals

Hastaya kürar vererek kaslarda ileri derecede gevşeme meydana getirme

CURARIZE : English Turkish Medicals

Kürar vererek kaslarda gevşeme meydana getirmek

CURATIVE : English Turkish Medicals

Tedavi edici, hastalığı iyileştirici

CURD : English Turkish Medicals

Kesilmiş sütün, peynirimsi kıvamda koyu kısmı, süt pıhtısı

CURE : English Turkish Medicals

Tedavi etmek, iyileştirmek, şifa vermek;
Sıhhate kavuşma, iyileşme, şifa;
Tedavi, hastalığı iyileştirmede uygulanan özel tedavi yöntemi

CURET (TE) : English Turkish Medicals

Kürtaj aleti

CURETTAGE : English Turkish Medicals

Kürtaj

CURIUM : English Turkish Medicals

Cm sembolü ile bilinen, atom no:96 ve atom ağırlığı: 245 olan kimyasal element (uranyum ve plütonyumun bombardımanından elde edilmiştir)

CURVATURE : English Turkish Medicals

Eğrilik, curvatura

CURVE : English Turkish Medicals

Bir hareketin özel aletlerle kağıt üzerine çizdiği çizgi,

CUSHING'S SYNDROME : English Turkish Medicals

Klinik bakımından Cushing hastalığına benzer

CUSP : English Turkish Medicals

Gittikçe incelen çıkıntı, sivri çıkıntı;
Kalp kapakçığını oluşturan, yaprak şeklindeki iki veya üç parçadan her biri;
Diş tacı üzeirndeki küçük çıkıntılardan her biri

CUSPID : English Turkish Medicals

Köpek dişi, cuspidis

CUSPIDATE : English Turkish Medicals

Sivri uç veya uçlar gösteren, gittikçe incelen çıkıntı veya çıkıntılara sahip

CUTANEOUS : English Turkish Medicals

Deriye (cilde) ait, cildi, cutaneus

CUTDOWN : English Turkish Medicals

Ven küçük bir kesit yapma ve kesit yerinden ince tüp geçirme (Damara kan veya sıvı verme ya da kan alma amacıyla uygulanır)

CUTICLE : English Turkish Medicals

Üst deri, derinin dış zarı, ince deri, epiderma, kütikül, cuticula

CUTICULAR : English Turkish Medicals

Dış deriye ait, epidermis'le ilgili

CUTICULARIZATION : English Turkish Medicals

Sıyrılmış deri kısmı veya yara üzeirnin epidermis'le örtülmesi

CUTIN : English Turkish Medicals

Fidanların kütikülinde bulunan madde, kütin