English To Turkish
INTUMESCENCE : English Turkish Medicals
Şişkinlik, şiş, intumescentia
INTUMESCENT : English Turkish Medicals
Şişen, büyüyne, kabaran
INTUSSUSCEPTION : English Turkish Medicals
Gıda olarak alınan şeyin vücutta dokuya dahil olması;
Birkısım barsağın başka bir kısmın içine girmesi
INTUSSUSCEPTUM : English Turkish Medicals
Barsak bölümlerinin birbiri içine girmesi olayında, içeride kalan kısım, içeriye doğru giren bölüm
INTUSSUSCIPIENS : English Turkish Medicals
Kendi içine diğer bir barsak bölümünün geçtiği barsak kısmı
INULASE : English Turkish Medicals
İnulin'i levüloz'a çeviren enzim
INULIN : English Turkish Medicals
Bitkilerde bulunan ve hidroliz olduğu zaman früktöz ve glikoza ayrışan nişastamsı bir madde
INUNCTION : English Turkish Medicals
n.Ovarak yağı vücuda sindirme
INVAGINATED : English Turkish Medicals
Kendine komşu kısım içine, eldiven parmağı şeklinde girmiş;
Kılıfla sarılmış, kılıfla örtülü
INVAGINATION : English Turkish Medicals
Barsağın bir parçasının diğer parçasının içine eldiven parmağı gibi girmesi, invaginatio
INVALID : English Turkish Medicals
Hasta, zayıf, hastalıklı;
hastaya ait;
Hasta aam, hastalıklı kimse;
Çürüğe çıkarmak, hastaneye göndermek;
Sakatlamak, malul kılmak;
Hasta olmak, malul olmak, sakatlanmak, çürüğe çıkmak
INVALIDISM : English Turkish Medicals
Hastalklı hal, maluliyet
INVALIDITY : English Turkish Medicals
Maluliyet, hastalıklı olma
INVASION : English Turkish Medicals
Vücudun patojen mikro-organizmaların hücumuna uğraması, hastalık etkeninin organizmaya girerek dokulara yayılması;
Kötü huylu tümörün komşu doku ve oluşumlara yayılması
INVASIVE : English Turkish Medicals
İlerleme gösteren, özellikle komşu dokulara doğru yayılma gösteren
INVASIVENESS : English Turkish Medicals
Vücuda giren herhangi bir mikrobun dokulara yayılma yeteneği
INVERSION : English Turkish Medicals
Dönme, ters dönme;
Tahavvül, değişme, sakarozun fruktoz ve glikoza ayrılması ve bu esnada polarize ışığın titreşim düzleminin sağdan sola çevrilmesi
INVERT : English Turkish Medicals
Cinsi sapık, homoseksüel şahıs
INVERT SUGAR : English Turkish Medicals
Dekstroz ile levüloz karışımı
INVERTASE : English Turkish Medicals
Bira mayasında ve bazı hayvanların barsaklarında bulunan bir ferment, kamış şekerini invert şekere (dekstroz ve levüloz) karışımına çeviren bir enzim
INVERTEBRATE : English Turkish Medicals
Belkemiği olmayan omurgasız vertebrasız
INVETERATE : English Turkish Medicals
Kökleşmiş, yerleşmiş, müzmin, sürekli, kronik, tedavisi zor olan;
Tiryaki
INVIABLE : English Turkish Medicals
Yaşama yeteneği olmayan, dış ortama uyacağı derecede gelişmemiş (fetüs hakkında)
INVIGORATION : English Turkish Medicals
Canlandırma, kuvvetlendirme, zindelik verme
INVISIBLE : English Turkish Medicals
Görülemeyen, gözle seçilemeyen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani