English
ARYL : English Turkish
n. aril, (Kimya) aromatik bileşikten hidrojen atomunu çıkartarak elde edilen alkan
ARYTENOID : English Turkish
adj. aritenoid, gırtlakta krikoid kıkırdağının üstünde bulunan iki küçük kıkırdak ile ilgili; gırtlaktaki iki aritenoid kıkırdağa bağlı olan bezler veya kaslarla ilgili (Anatomi)
ARYTENOID : English Turkish
n. aritenoid, (Anatomi) gırtlak arka kısmında bulunan iki küçük huni biçimli kıkırdaktan herhangi biri; aritenoid kıkırdağına ekli olan kas; aritenoid kıkırdak önünde bulunan küçük muköz bez
ARÊTE : English Turkish
n. sarp dağ geçidi, en üstteki sivri dağ tepesi; balık kemiği (Fransızca)
AS : English Turkish
adv. kadar, olarak, gibi, iken
AS : English Turkish
conj. ki; madem; olduğu gibi, diği gibi, iken, irken; karşın, rağmen; mademki
AS : English Turkish
n. gibi
AS A BASIS OF COMPARISON : English Turkish
karşılaştırma bazı olarak, kıyaslama kaynağı olarak, kıyaslamak için kullanılan bir şey gibi
AS A CLARIFICATION : English Turkish
açıklama olarak, bir konuyu daha anlaşılır yapmak için yardım olarak, bir konuyu aydınlığa kavuşturan bir şey gibi
AS A COMPENSATION : English Turkish
telafi olarak, geri ödeme olarak, hakkını vererek, bedel olarak
AS A COMPLIMENT : English Turkish
iltifat olarak, överek, takdir ederek
AS A DETERRENT : English Turkish
caydırıcı gibi, engel gibi, mani olarak
AS A DUTY : English Turkish
görev olarak, zorunluluk olarak, sorumluluk olarak
AS A GENERAL RULE : English Turkish
genellikle
AS A JOKE : English Turkish
şaka olarak
AS A KEEPSAKE : English Turkish
adv. hatıra olarak
AS A LAMB LED TO SLAUGHTER : English Turkish
kurbanlık koyun gibi, sessizce, pasif olarak
AS A LAST RESORT : English Turkish
son çare olarak
AS A LESSON FOR ALL TO SEE : English Turkish
herkese ders olsun diye, yapılan hatanın herkes tarafından görülmesini ve sonuçlarından korkmasını sağlayacak şekilde
AS A LINK : English Turkish
ağlantı olarak, nesneleri bir arada tutan birim gibi, bağ gibi
AS A LOAN : English Turkish
ödünç
AS A MAN : English Turkish
adv. insan olarak, insanlık bakımından
AS A MATTER OF COURSE : English Turkish
doğal olarak, tabii olarak
AS A MATTER OF FACT : English Turkish
doğrusu, gerçek şu ki, zaten, işin doğrusu
AS A MERE FORMALITY : English Turkish
adv. adet yerini bulsun diye, formalite icabı, usulen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani