Multilingual Turkish Dictionary

English

English
AT A LOPE : English Turkish

adv. uzun adımlarla

AT A LOSS : English Turkish

adj. şaşırmış

AT A LOSS : English Turkish

ne yapacağını bilmeyen, kafası karışmış, şaşkına dönmüş, kafası bulanmış

AT A LOSS : English Turkish

zararına satış, maliyet altında fiyat ile (örneğin, "Ürünleri zararına sattı")

AT A LOW EBB : English Turkish

perişan halde

AT A LOW PRICE : English Turkish

düşük fiyata, ucuza, ucuz fiyata

AT A PINCH : English Turkish

darlıkta, sıkıntıda

AT A PREMIUM : English Turkish

fazla fiyatla, tutulan, rağbette

AT A PUSH : English Turkish

adv. gerekirse, ihtiyaç halinde, zor durumda

AT A RATTLING PACE : English Turkish

adv. tıkır tıkır

AT A REASONABLE PRICE : English Turkish

makul fiyata, uygun fiyata, ne çok yüksek ne de çok düşük fiyata

AT A SLACK PACE : English Turkish

uyuşuk bir şekilde, yavaşça, ağır ve yavaş hızla

AT A SNAIL'S PACE : English Turkish

ağır aksak, çok yavaş, aşırı derece yavaş olarak

AT A STAND STILL : English Turkish

duraklamış, hareket etmeyen, duraksayarak, durmuş; hiçbir tarafın ilerlemediği durumda (tartışmada, müzakerede, vs.)

AT A STRETCH : English Turkish

ara vermeden, devamlı olarak, bir seferde

AT A STROKE : English Turkish

ir vuruşta, birden, aniden

AT A TENDER AGE : English Turkish

çok genç yaşta, çok genç olduğunda, gençliğinde

AT A TIME : English Turkish

zamanda, anda, bir zamanlar, belli bir dönemde

AT A TIME OF : English Turkish

-zamanında, iken, üzere,
döneminde

AT A TROT : English Turkish

adv. tırısta, hızlı adımlarla

AT A VENTURE : English Turkish

asgele

AT A WORD : English Turkish

adv. hemen, derhal

AT ALL : English Turkish

hiç, hiçbir biçimde

AT ALL COSTS : English Turkish

her ne pahasına olursa olsun, her koşulda, ne olursa olsun

AT ALL EVENTS : English Turkish

her halükârda, ne olursa olsun