Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BALANCE OF PAYMENTS : English Turkish

ödemeler dengesi

BALANCE OF POWER : English Turkish

güç dengesi, kuvvet dengesi, iki farklı kuvvetin denklik durumu, bir elementin başka biri üzerinde üstünlük kurmadığı durum

BALANCE OF POWERS : English Turkish

n. kuvvetler dengesi

BALANCE OF PROBABILITIES : English Turkish

olasılıklar dengesi, ihtimaller dengesi, bir hikâyenin değişik versiyonlarının gerçekliği ihtimali karşılaştırması

BALANCE OF TERROR : English Turkish

terör dengesi, dehşet dengesi, stratejik güçler dengesi, daha büyük ülkelerin sahip oldukları geleneksel ve geleneksel olmayan silah sayısı

BALANCE OF THE ACCOUNT : English Turkish

n. hesap bakiyesi

BALANCE OF TRADE : English Turkish

dış ticaret dengesi

BALANCE ONESELF : English Turkish

v. dengede durmak, düşmeden durmak

BALANCE PIVOT : English Turkish

denge ekseni, üzerinde bir ölçeğin dengesinin sağlandığı eksen

BALANCE SHEET : English Turkish

n. bilanço

BALANCE SHEET : English Turkish

n. denge tablosu, bilanço, bir hesabın mevcut bakiyesini gösteren finansal kayıt, hesap çizelgesi, hesap özeti

BALANCE THE CASH : English Turkish

v. kasayı tutturmak

BALANCE WEIGHT : English Turkish

denge ağırlığı, balans ağırlığı, karşı ağırlık, bir objenin ağırlığını dengelemek için kullanılan ağırlık

BALANCE WHEEL : English Turkish

ayar dişlisi, nazım çark, rakkas

BALANCED : English Turkish

adj. dengeli, dengelenmiş, denk

BALANCED BUDGET : English Turkish

denk bütçe, denkleştirilmiş bütçe, gelirin harcamalara eşit olduğu finansal plan

BALANCED DIET : English Turkish

dengeli beslenme

BALANCED ERROR : English Turkish

dengelenmiş hata, dengeli hata, başka hatalarla dengelenmiş ve bu nedenle de çok az etkisi olan hata

BALANCED JUDGMENT : English Turkish

n. sağlıklı karar, düşünülerek verilmiş karar

BALANCER : English Turkish

n. dengeleyici, dengeleyen, denge sağlayan; akrobat, ip cambazı; halter, sineklerin ve diğer çift kanatlı böceklerin gelişmemiş arka kanatları (Biyoloji)

BALANCING : English Turkish

n. denge, dengeleme, düzgünlük, doruluk, simetri, simetrik olma durumu

BALANITIS : English Turkish

n. balanit, penis ucunun kızarması ve yanması

BALATA : English Turkish

n. kabadayı ağacının Kanada kullanımı, kauçuk öz üreten koyu kırmızı ağacı olan tropikal bir ağaç; bu ağacın özünden üretilen ve kauçuğa benzer esnemez sakız (makine kayışları golf topları ve diğer kauçuk sanayi ürünleri imalatında kullanılır)

BALAYAGE : English Turkish

n. saç üstünü parlaklıklar oluşturma tekniği

BALBOA : English Turkish

n. Panama gümüş parası