Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BARRETT'S ESOPHAGUS : English Turkish

n. Barrett Sendorum, mideyi kaplayanlara benzer anormal hücrelerin yemek borusunun aşağı kısmındaki ülser formu ve epitelyal hücrelerin yerini aldığı ve mide asidi ile reflüden kaynaklanan durum (Sindirimbilimi)

BARRETTE : English Turkish

n. toka, saç tokası

BARRICADE : English Turkish

n. barikat, engel; siper

BARRICADE : English Turkish

v. barikat kurmak, barikat kurarak savunmak

BARRICADE ONESELF : English Turkish

arikat arkasına sığınmak, etrafına bir savunma yerleştirmek

BARRICADER : English Turkish

n. barikatçı, barikat kuran kimse, set kuran kimse, siper yapan kimse

BARRIE : English Turkish

n. bir soyadı

BARRIER : English Turkish

n. engel, duvar, çit, bariyer; korkuluk; start sınırı; antartika'daki buz engeli; (tren yolunda) geçit, set

BARRIER COMBAT AIR PATROL : English Turkish

Hava Muharebe Devriyesi Bariyeri, BARCAP, düşman hava aracının belirli bir hava sahasına girişini engelleme amaçlı savaş aracı devriyesi

BARRIER CREAM : English Turkish

n. koruyucu krem

BARRIER REEF : English Turkish

n. avustralya'nın doğusundaki mercan kayalıkları

BARRING : English Turkish

prep. olmazsa, hariç, başka, dışında

BARRING A MIRACLE : English Turkish

adv. bir mucize olmazsa

BARRING ERRORS : English Turkish

adv. yanlışlık olmazsa

BARRING TRAFFIC JAM : English Turkish

adv. trafik sıkışmazsa

BARRIO : English Turkish

n. banliyö, varoş, şehir varoşu (İspanyolca)

BARRISTER : English Turkish

n. avukat, avukat [amer.], dava vekili [brit.]

BARRISTER AT LAW : English Turkish

dava vekili

BARRISTER-AT-LAW : English Turkish

avukat, dava vekili, temsilci

BARRISTERIAL : English Turkish

adj. avukatın, avukatla ilgili, avukata özgü

BARROOM : English Turkish

n. bar, meyhane, taverna, birahane

BARROW : English Turkish

n. tümsek, tepecik, höyük; el arabası, çekçek; hadım edilmiş domuz

BARROW BOY : English Turkish

n. seyyar satıcı

BARROWBOY : English Turkish

n. (Britanya Kullanımı) erkek seyyar satıcı, el arabasıyla satış yapan erkek çocuk veya yetişkin

BARROWLOAD : English Turkish

n. (Britanya Kullanımı) bir el arabasında bulunan miktar, el arabası dolusu