Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BASEMENT : English Turkish

n. bodrum, bodrum katı, taban

BASEMENT AREA NETWORK : English Turkish

Temel Alan Ağı, özel bir ev dâhilinde kurulan yerel alan ağı (Bilgisayar Argosu), BAN

BASEMETAL : English Turkish

n. adi metali temel metal, değerli olmayan herhangi bir metal (teneke, kurşun, bakır vs); alaşım halindeki metal; kesilmiş olan metal

BASENESS : English Turkish

n. alçaklık, adilik, aşağılık, rezillik

BASENJI : English Turkish

n. çok nadir olarak havlayan Afrika kökenli bir köpek cinsi

BASEPLATE : English Turkish

n. alt tabaka, taban, taban plakası, temel olarak kullanılan metal tabaka (Mekanik)

BASH : English Turkish

n. darbe, sert vuruş; deneme; eğlence, parti, cümbüş

BASH : English Turkish

v. sertçe vurmak, çarpmak; indirmek, geçirmek

BASH IN : English Turkish

v. vurup kırmak, parçalamak, dümdüz etmek, haşat etmek

BASH UP : English Turkish

v. sopa çekmek, dövmek, benzetmek, haşat etmek, köteklemek, dayak atmak

BASHAR AL ASSAD : English Turkish

Beşar Esat, (1965 doğumlu) Hafez al Assad'ın (Hafız Esat) 2000 yılındaki ölümünden sonra Suriye Devlet Başkanı olmuş halefi oğlu

BASHAR AL-ASSAD : English Turkish

n. Beşar Esat, (1965 doğumlu) Hafez al Assad'ın (Hafız Esat) 2000 yılındaki ölümünden sonra Suriye Devlet Başkanı olmuş halefi oğlu

BASHAW : English Turkish

n. paşa, önemli kimse, kodaman

BASHER : English Turkish

n. cümbüş, eğlence, festival, parti; büyük darbe, büyük vuruş, ezici patlama (Argo)

BASHERT : English Turkish

n. (Yiddiş) kader, alınyazısı, talih, baht; bir kimsenin ruh eşi; tesadüfi eşleşme; iyi bir eşleşme olan obje

BASHEVIS-ZINGER : English Turkish

(
1991) Yiddiş (Eski İbranice) dilinde yazmış olan Amerikalı bir yazar, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi

BASHFUL : English Turkish

adj. utangaç, çekingen; sıkılgan

BASHFULLY : English Turkish

adv. çekinerek, utangaç bir şekilde, mahcup bir şekilde

BASHFULNESS : English Turkish

n. utangaçlık, çekingenlik, sıkılganlık

BASHING : English Turkish

n. dayak, kötek, sopa

BASHKIR : English Turkish

n. Başkurt, Rusya'da yaşayan Türkî bir halk; Başkurt halkının Türkî dili

BASIC : English Turkish

"Beginner's All purpose Symbolic Instruction Code (Yeni Başlayanlara Tüm Amaçlar Sembolik Direktif Kodu)"; BASIC programlama dili, yüksek seviyeli en basit programlama dillerinden biri (Bilgisayar)

BASIC : English Turkish

adj. basit, esas, temel, ana, bazal, silisli

BASIC ACCOUNTING ASSUMPTIONS : English Turkish

temel muhasebe kabulleri, temel muhasebe varsayımları, üzerine muhasebenin kurulu olduğu temel muhasebe ilkeleri

BASIC ANXIETY : English Turkish

temel kaygı, temel endişe, bir bebeğin sahip olduğu derin çaresizlik hissi (Psikoloji)