Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BE AS TWEEDLEDUM AND TWEEDLEDEE : English Turkish

ir elmanın iki yarısı gibi benzemek

BE ASHAMED : English Turkish

v. utanmak, mahçup olmak

BE ASLEEP : English Turkish

uyumak, uykuda olmak

BE ASTONISHED : English Turkish

v. afallamak, hayret etmek, şaşmak

BE AT A DESPERATE PASS : English Turkish

v. durumu vahim olmak, zor durumda olmak

BE AT A DISADVANTAGE : English Turkish

dezavantajlı olmak, olumsuz bir durum veya koşulda olmak, zarar verici bir durumda olmak

BE AT A LOOSE END : English Turkish

yapacak bir şeyi olmamak, boşta olmak

BE AT A LOSS : English Turkish

ne yapacağını bilememek, şaşırmak

BE AT A PREMIUM : English Turkish

v. tutulmak, rağbette olmak

BE AT A STAND : English Turkish

pozisyon almak, bir yerde durmak; bir durağa gelmek, durdurulmak

BE AT A STANDSTILL : English Turkish

v. kımıldamamak, hareket etmemek

BE AT AN END : English Turkish

v. sona ermek, sonuçlanmak, bitmek, tükenmiş olmak

BE AT BAY : English Turkish

v. köpeklerce kıstırılmak, köşeye sıkışmak, çıkmaza girmek

BE AT CROSS PURPOSES : English Turkish

yanlış anlamak, amaçları farklı olmak

BE AT DAGGERS DRAWN : English Turkish

kanlı bıçaklı olmak, can düşmanı olmak

BE AT DEATH'S DOOR : English Turkish

v. can çekişmek

BE AT EACH OTHER'S THROAT : English Turkish

v. boğuşmak

BE AT EASE : English Turkish

v. rahat olmak, rahat hissetmek, huzurlu olmak, konforlu hissetmek, kaygı ve endişeden arınmış olmak

BE AT FAULT : English Turkish

kabahatli olmak, kusurlu olmak, hatalı olmak, suçlu olmak

BE AT FEUD WITH : English Turkish

ile kavgalı olmak,
e karşı düşman olmak, ile düşmanlık gütmek, ile çatışma halinde olmak

BE AT LEISURE : English Turkish

oş zaman geçirmek, rahatlamak, özgür olmak, bir şey yapmamak

BE AT LOGGERHEADS : English Turkish

kavgalı olmak, araları bozuk olmak

BE AT ODDS WITH : English Turkish

araları açık olmak

BE AT ONE WITH : English Turkish

iriyle uyum halinde olmak, biriyle uyuşmak, bir kimseyle barışık olmak

BE AT ONE'S BECK AND CALL : English Turkish

irinin her an emrinde olmak, bir kimsenin kulu kölesi olmak, birine her an hizmet etmeye hazır olmak, bir kimsenin taleplerini yerine getirmeye her an hazır olmak