Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BE ON THE TAKE : English Turkish

üşvet alıyor olmak, rüşvet yedirilmek

BE ON THE TELEPHONE : English Turkish

v. telefonda olmak, telefonla konuşuyor olmak

BE ON THE TIPTOE OF EXPECTATION : English Turkish

heveslenmek, iple çekmek

BE ON THE VAN OF : English Turkish

en önemli pozisyonda olmak, önemli bir pozisyonda bulunmak

BE ON THE WAGON : English Turkish

alkollü içeceklerden uzak durmak, alkolden sakınmak

BE ON THE WANE : English Turkish

azalmak, küçülmek, zayıflamak, batmak, sönmek

BE ON THE WAR PATH : English Turkish

savaşa hazır olmak, kavgaya hazır olmak

BE ON THE WATER WAGON : English Turkish

içkiyi bırakmış olmak

BE ON THE WAVELENGTH : English Turkish

v. aynı görüşte olmak, aynı kafada olmak

BE ON THORNS : English Turkish

diken üstünde olmak, tedirgin olmak

BE ON TO : English Turkish

haberdar olmak, haberi olmak

BE ON VELVET : English Turkish

iyi durumda olmak, rahat olmak, avantajlı olmak

BE ON WELFARE : English Turkish

v. yardım alıyor olmak

BE ONE WITH : English Turkish

ile aynı fikirde olmak, ile uyumlu olmak, ile düşünce birliği içinde olmak

BE ONE'S FATHER'S SON : English Turkish

irinin babasının oğlu olmak, birinin babasına benzemek

BE ONE'S OWN MAN : English Turkish

kendini idare edebilmek

BE ONE'S OWN MASTER : English Turkish

aşına buyruk olmak

BE ONE'S SENIOR : English Turkish

v. yaşça büyük olmak

BE ONESELF : English Turkish

kendi olmak, doğal davranmak, kendi gibi davranmak, kendi kişiliğiyle davranmak

BE ONESELF AGAIN : English Turkish

kendine gelmek

BE ONLY JUST : English Turkish

v. tam yerinde olmak, yerinde olmak

BE ONTO : English Turkish

haberi olmak, bilmek

BE OPEN WITH : English Turkish

-e karşı açık olmak,
e karşı dürüst olmak,
e karşı samimi olmak,
e içten olmak

BE OPENED : English Turkish

v. açılmak

BE OPERATED : English Turkish

v. ameliyat olmak