Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BEHAVIOURAL : English Turkish

adj. davranış, davranışsal

BEHAVIOURISM : English Turkish

n. davranışçılık

BEHAVIOURISTIC : English Turkish

adj. davranış bilimcilikle ilgili, davranış bilimciliğe özgü; davranışçı psikolojiyle ilgili, davranışçı psikolojiye özgü

BEHCET'S DISEASE : English Turkish

n. Behçet hastalığı, kan damarlarının kronik yanması şeklinde beliren ve vücutta birden çok sistemi ilgilendiren nadir bir hastalık (ağızda ve üreme organı çevresinde ülser, iris iltihabı, üveit, eklem yangısı ve tromboflebit)

BEHEAD : English Turkish

v. kafasını kesmek, kellesini uçurmak (Argo), boynunu vurmak

BEHEADING : English Turkish

n. başını kesme, boynunu vurma, başını keserek idam etme

BEHEMOTH : English Turkish

n. behemot, dev hayvan, dev yaratık

BEHENIC : English Turkish

adj. behenik, behenik asitle ilgili, behenik aside özgü (Kimya)

BEHEST : English Turkish

n. emir, buyruk

BEHIND : English Turkish

n. popo, kıç (Argo), peş (Argo)

BEHIND : English Turkish

adv. arkada, arkadan, geride, arkaya, geriye, geri, geç, gizlenmiş, saklı

BEHIND : English Turkish

prep. arkasında, gerisinde, ardındaki, arkasından, ardından, peşinde

BEHIND BARS : English Turkish

hapiste

BEHIND BOLT AND BAR : English Turkish

sürgü ve parmaklık ardında, parmaklıklar ardında, cezaevinde, hapiste, kodeste, hapsedilmiş, cezaevine konulmuş

BEHIND ONE'S BACK : English Turkish

irinin arkasından, bir başkası hakkında o kişinin haberi olmadan (genellikle zarar verici) bir şey söylemek veya yapmak

BEHIND THE CURTAIN : English Turkish

perdenin arkasında, görülemeyecek bir yerde, görüşten uzakta

BEHIND THE SCENES : English Turkish

sahne arkasında

BEHIND THE SCHEDULE : English Turkish

adj. gecikmeli, rötarlı

BEHIND THE TIMES : English Turkish

zamanın gerisinde, geri kafalı, demode, köhne, zamanı geçmiş

BEHIND TIME : English Turkish

geç; ağırca, tembelce, yavaşça

BEHINDHAND : English Turkish

adj. gecikmiş, geri kalan, geç kalan, arkada kalan, yetişemeyen; geri kafalı (Argo); zamana ayak uyduramayan

BEHOLD : English Turkish

interj. işte, bak

BEHOLD : English Turkish

v. görmek, bakmak, seyretmek, dikkat etmek

BEHOLDEN : English Turkish

adj. minnettar, borçlu

BEHOLDER : English Turkish

n. seyirci, bakan kimse, seyreden