English
BEOWULF : English Turkish
n. 8'inci yüzyıla kadar giden bir destansı şiir (İngilizce yazılı en eski eser); bir LAN aracılığıyla birbirine bağlanmış olan birkaç bilgisayardan oluşan ve en yüksek kalitede paralel işlem sağlayan süper bilgisayar (Bilgisayar)
BEPUZZLE : English Turkish
v. şaşırtmak, hayrete düşürmek, kafasını karıştırmak, aklını karıştırmak, afallatmak
BEPUZZLED : English Turkish
adj. şaşkın
BEQAA VALLEY : English Turkish
n. Bekaa Vadisi, Lübnan'da bereketli bir vadi
BEQUEATH : English Turkish
v. miras bırakmak, vasiyetle bırakmak
BEQUEATHAL : English Turkish
n. bırakma, bahşetme, bağışlama, bedelsiz verme; vasiyet yoluyla verme, miras bırakma (mülk vs)
BEQUEATHED TO : English Turkish
-e bırakma,
e bahşetme,
e bağışlama,
e bedelsiz verme;
e vasiyet yoluyla verme,
e miras bırakma
BEQUEATHER : English Turkish
n. bırakan kimse, bahşeden, bağışlayan, bedelsiz veren; vasiyet yoluyla veren kimse, miras bırakan (Hukuk)
BEQUEATHING : English Turkish
n. miras bırakma
BEQUEATHMENT : English Turkish
n. bırakma, bahşetme, bağışlama, bedelsiz verme; vasiyet yoluyla verme, miras bırakma
BEQUEST : English Turkish
n. miras, kalıt
BER : English Turkish
"bit error rate (büyük hata oranı)"; (Telekomünikasyon) geçilen bit’lerden hatalı olarak geri alınanların oranı (yüzdelik parça olarak ifade edilir)
BERATE : English Turkish
v. azarlamak, fırça atmak (Argo), haşlamak
BERATING : English Turkish
n. fırça çekme, azarlama, haşlama, paylama
BERBER : English Turkish
n. Berberi, Berberi dili
BERBER : English Turkish
adj. berberilerle ilgili
BERBERINE : English Turkish
n. berberin, alkalin özellikli kimyasal bir bileşim
BERBERIS : English Turkish
n. sarıçalı, amberbaris
BERBERRY : English Turkish
n. amberbaris, sarıçalı
BERCEUSE : English Turkish
n. ninni (Fransızca)
BERDACHE : English Turkish
n. kadın gibi giyinen erkek, kadın gibi davranan erkek (Kuzey Amerika Yerlileri arasında)
BEREAVE : English Turkish
v. elinden almak, yoksun bırakmak; sevdiğini almak
BEREAVED : English Turkish
adj. yakını ölmüş, yakınını kaybetmiş, sevdiğini yitirmiş
BEREAVED FAMILIES : English Turkish
yaslı aileler, matemli aileler, yas tutan aileler, sevdikleri birini kaybetmiş aileler
BEREAVEMENT : English Turkish
n. yakınının ölümü, kayıp (ölüm)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani