Multilingual Turkish Dictionary

English

English
BIRDSEYE : English Turkish

n. bir soyadı; Clarence Birdseye (
1956) ABD'li mucit ve dondurulmuş gıda endüstrisinin kurucusu; Indiana'da (ABD) bir kasaba

BIRDSEYE : English Turkish

n. kuşgözü, ortasında bir nokta bulunan küçük dilimler desenli kumaş dokuma; bu kumaşın deseni; (Botanik) Adonis, kanavcı otu, bir çiçek türü; Clarence Birdseye tarafında yaratılmış olan geriye doğru yansıtıcısı olan bir spot ışığı

BIRDSEYE : English Turkish

adj. kuşbakışı, tepeden bakış, yukarıdan bakış; kuşların gözüne benzer benekleri olan

BIRDSONG : English Turkish

n. kuş şarkısı, kuş şakıması; kuş ötüşü, kuşların çıkardığı ses; şarkı, kuş veya başka bir hayvan tarafından çıkarılan sesler toplamı

BIRDTABLE : English Turkish

n. kuş masası, parklarda veya bahçelerde kuşların beslenmeleri için üzerine yiyecekler konulan küçük platform veya masa

BIRDWATCHER : English Turkish

n. kuş izleyicisi, kuş seyreden, kuşları doğal ortamlarında izleyen veya onlarla ilgili araştırma yapan kimse

BIRDWATCHING : English Turkish

n. kuş izleme, kuş seyretme, kuşları doğal ortamlarında izleme veya onlarla ilgili araştırma yapma

BIRDWING : English Turkish

n. kuşkanat, parlak renkleri olan büyük bir tropikal bölge kelebeği (Asya ve Avustralya'ya özgü)

BIREFRINGENCE : English Turkish

n. (Işık Bilimi) çift kırılma, çift kırılım, bir ışık demetinin iki yönlü olarak kırılması ve böylece iki ayrı ışın oluşturması (pek çok kristal türünde ortaya çıkar
double refraction {çift ışık kırılması} olarak da bilinir)

BIREFRINGENT : English Turkish

adj. çift kırılmalı, iki defa kırılan (Işık Bilimi)

BIREME : English Turkish

n. çift sıralı kürekleri olan eski zaman kadırgası

BIRETTA : English Turkish

n. dört köşeli şapka, papazlar tarafından giyilen bir başlık türü

BIRGER : English Turkish

n. bir soyadı

BIRI : English Turkish

n. (Hindistan) yaprak içine sarılan kıyılmış tütünden yapılma ucuz sigara

BIRIANI : English Turkish

n. biryani, safran ve zerdeçap ile tatlandırılarak pirinç ve etle (ya da balık veya sebzeyle) yapılan baharatlı bir Hindistan yemeği

BIRKENAU : English Turkish

n. İkinci Dünya Savaşı sırasında Polonya'da bulunan bir toplama kampı

BIRL : English Turkish

n. (Britanya Argosu) deneme, kalkışma, yoklama; kumar oynama, kumar, riske atma; uğultulu gürültü; mırıldanma, uğuldama

BIRL : English Turkish

v. yuvarlanmak, yuvarlatmak; döndürmek; (Britanya Argosu) sınırsız bir şekilde para harcamak; (Britanya Argosu) kumar oynamak

BIRMAN : English Turkish

n. bir soyadı

BIRMINGHAM : English Turkish

n. orta İngiltere'de bir şehir; Alabama'da (ABD) bir şehir

BIRO : English Turkish

n. tükenmez kalem

BIRR : English Turkish

n. güç, kuvvet, enerji; konuşma sırasında kelimelere yapılan vurgu; mırıldanma sesi; Etiyopya'nın eski para birimi

BIRTH : English Turkish

n. doğum, doğma, doğuş, doğurma, yavrulama; kaynak; köken, soy, nesil

BIRTH CANAL : English Turkish

doğum kanalı, doğum yolu, doğum sırasında bebek veya yavrunun geçtiği kanal, rahim boynunu vajina ağzına bağlayan geçit

BIRTH CERTIFICATE : English Turkish

doğum belgesi, nüfus kaydı