Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CANOPIC JAR : English Turkish

antik Mısır'da ölünün mumyalanmış organlarının saklanması için kullanılan kap (mumyalanmış vücudun yanında yakılan)

CANOPUS : English Turkish

n. antik bir Mısır kenti; gökyüzündeki ikinci en parlak yıldızın adı, Yıldırak, Süheyl

CANOPY : English Turkish

n. kubbe, örtü, paraşüt, saçak, tente, gölgelik,

CANOPY : English Turkish

v. örtmek, kaplamak, gölgelemek

CANOPY OF HEAVEN : English Turkish

gök kubbe, gökyüzü

CANOROUS : English Turkish

adj. ahenkli, uyumlu

CANOSSA : English Turkish

n. ortagüney İtalya'da Apenninler'de bir köy; İmparator IV. Henry'nin 1077 yılında Papa VII. Gregory'ye karşı alçakgönüllülük göstermek üzere gittiği İtalya'nın harap olmuş bir kalesi

CANS : English Turkish

n. (Argo) kulaklıklar

CANT : English Turkish

n. argo; iki yüzlülük, riyakârlık; samimiyetsizlik, yapmacıklık, gerçek anlamı dışında kullanılan sözler; eğim; meyil, yatay kesit

CANT : English Turkish

v. yapmacıklı konuşmak, argolu konuşmak, iki yüzlülük etmek, dilenmek, eğmek, yan yatırmak, meyil vermek

CANT OVER : English Turkish

v. eğilmek, meyil etmek

CANTAB : English Turkish

harvard öğrencisi, cambridge öğrencisi

CANTABILE : English Turkish

adj. melodik, akıcı (Müzik)

CANTABRIA : English Turkish

n. İspanya'da otonom bir topluluk

CANTABRIAN : English Turkish

n. Cantabrialı, Cantabria yerlisi veya burada yaşayan

CANTABRIAN : English Turkish

adj. Cantabria'nın veya Cantabria ile ilgili, Cantabria'ya özgü

CANTABRIGIAN : English Turkish

n. harvard öğrencisi, cambridge öğrencisi

CANTAL : English Turkish

n. ortagüney Fransa'da bir bölüm; inek sütünden yapılan ve kabuklu bir yüzeyi olan büyük silindir şeklinde bir Fransız peynir türü

CANTALOUP : English Turkish

n. kavun (kantalup)

CANTALOUPE : English Turkish

n. kavun (kantalup)

CANTANKEROUS : English Turkish

adj. geçimsiz, huysuz, aksi, hırçın, inatçı

CANTANKEROUSLY : English Turkish

adj. kızgın bir şekilde, irrite ile

CANTANKEROUSNESS : English Turkish

n. kavgacılık, kavgacı yapı, sinirlilik

CANTAR : English Turkish

n. sekiz heceli dört mısradan oluşan şiir

CANTATA : English Turkish

n. kantat