Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CAPITULATOR : English Turkish

n. boyun eğen kimse, teslim olan kimse

CAPITULATORY : English Turkish

adj. uysal, boyun eğen, itaatkar, yumuşak başlı

CAPITULUM : English Turkish

n. bir kemiğin başı, bir kemiğin sonu (Anatomi)

CAPLET : English Turkish

n. kolay yutulması için kaplanmış küçük yuvarlak pürüzsüz ilaç tableti

CAPLIN : English Turkish

n. capelin, gümüş balığı familyasına ait küçük okyanus besin balığı (Arktik İzlanda Kuzeybatı ABD ve İskandinavya sularında bulunan)

CAPNOGRAPHY : English Turkish

n. hastanın fizyolojik durumunu değerlendirmek için nefesle verilen karbon dioksit konsantrasyonunu izleme (ör. akut solunum problemlerinden muzdarip olanları, cihaza bağlı olarak solunum yapanları ve genel anestezi altında olanları)

CAPO : English Turkish

n. telli bir enstrümanın sesini değiştiren cihaz

CAPOEIRA : English Turkish

n. kapoela, ilk kez Afrikalı köleler tarafından Afrika'da geliştirilmiş dansla birleştirilerek yapılan Brezilya dövüş sanatı

CAPON : English Turkish

n. kısırlaştırılmış horoz

CAPONATA : English Turkish

n. kıyılmış patlıcan ve sebzelerden (domates, soğan, kapari) yapılan zeytinyağında pişirilen ve krakerler veya İtalyan ekmeği üzerinde aperatif olarak sunulan İtalyan yemeği

CAPONE : English Turkish

n. Al Capone (
1947), 1920'ler boyunca Chicago'daki İtalyan mafyasının başı

CAPONIER : English Turkish

n. bir suyolu veya kale hendeği boyunca örtülü/gizli geçit

CAPONISATION : English Turkish

n. erkek kümek hayvanını kısırlaştırma; bir horozu kısırlaştırılmış bir horoza dönüştürme (ayrıca 'caponization')

CAPONISE : English Turkish

v. erkek kümek hayvanını kısırlaştırmak; bir horozu kısırlaştırılmış bir horoza dönüştürmek (ayrıca 'caponize')

CAPONIZATION : English Turkish

n. erkek kümek hayvanını kısırlaştırma; bir horozu kısırlaştırılmış bir horoza dönüştürme (ayrıca 'caponisation')

CAPONIZE : English Turkish

v. kısırlaştırmak (horoz)

CAPORAL : English Turkish

n. fransız tütünü

CAPOTE : English Turkish

n. kapuşonlu uzun pelerin veya palto; bir matadorun pelerini (Fransızca'dan); Viktorya dönemi ortalarında kadınlar ve çocuklar tarafından giyilen şapka benzeri işlemeli bone; bir otomobilin motorunu örten çıkarılabilir parça, kaput; bir taşıyıcının katlanabilen en üst kısmı (Fransızca'dan)

CAPOTEN : English Turkish

n. captoprilin (kaptopril) marka adı, kalp yetmezliği ve yüksek kan basıncı tedavisinde kullanılan ilaç, bir ACE inhibitör türü (Tıp)

CAPPED : English Turkish

adj. kepli, şapkalı

CAPPED AND GOWNED : English Turkish

adj. kep ve cübbe giymiş

CAPPELLETTI : English Turkish

n. et ve peynirle doldurulan şapka şeklindeki makarnanın küçük parçaları

CAPPER : English Turkish

n. şapkacı, şapka yapan kimse

CAPPUCCINO : English Turkish

n. cappuccino, kapuçino, İtalyan kahvesi (süt köpüklü)

CAPRA : English Turkish

n. bir soyadı; Frank Capra (
1946), İtalya doğumlu ABD.2li bir film yönetmeni