Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CASSETTE DECK : English Turkish

n. sesleri bir bant kasetine kaydedip çalabilen cihaz

CASSETTE PLAYER : English Turkish

n. teyp

CASSETTE TAPE : English Turkish

n. kaset

CASSIA : English Turkish

n. bitki türü

CASSIDY : English Turkish

n. bir soyadı

CASSIMERE : English Turkish

n. yünle sıkı şekilde dokunmuş yünlü kumaş

CASSIN : English Turkish

n. bir soyadı; Rene Cassin (
1976), Fransız bir devlet memuru, 1968 yılı Nobel Barış Ödülü sahibi

CASSIOPEIA : English Turkish

n. koltuk takımyıldızı, kraliçe takımyıldızı, bir kuzey takımyıldızı

CASSIOPEIUM : English Turkish

n. atom numarası 71 olan kimyasal element (ayrıca Lutetium denen) (Kimya)

CASSITERITE : English Turkish

n. mineral

CASSIUS : English Turkish

n. bir erkek adı

CASSIUS CLAY : English Turkish

(1942 doğumlu, Muhammad Ali olarak bilinir) Amerikalı bir boksör

CASSOCK : English Turkish

n. cüppe (papaz)

CASSOWARY : English Turkish

n. devekuşu ile akraba iri uçamayan bir kuş (Avustralya ve yeni Gine'ye özgü)

CASSUTO BIBLE TRANSLATION : English Turkish

Cassuto İncil Çevirisi, Profesör Moshe David Cassuto tarafından yapılan İncil çevirisi/yorumu

CAST : English Turkish

n. atma, fırlatma; voli, zarda gelen sayı, olta iğnesi; zoka, alçı [tıp.], boşaltım (hayvanlarda), döküm, dökümcülük; kalıp, biçim, yöntem; rol alanlar, oyuncular; az bir miktar, nüans, rol dağıtımı, ton, çarpıklık, eğrilik, çeşit, tip, cins

CAST : English Turkish

v. atmak, fırlatmak, kalıba dökmek, dökmek (deri, tirnak, kabuk, tüy); erken doğum yapmak; kehanette bulunmak; rol dağıtımı yapmak, rol vermek; biçim vermek; yem atmak; eğrilmek; kokuyu takip etmek; kusmak [brit.]

CAST A BALLOT : English Turkish

oy vermek, seçmek, oy atmak

CAST A BELL : English Turkish

erimiş metali bir kalıba dökmek suretiyle bir çam yapmak

CAST A CHILL UPON : English Turkish

v. soğukluk getirmek, soğuk duş etkisi yapmak

CAST A CLOUD ON SMTH : English Turkish

gölgelemek, berbat etmek

CAST A DAMP OVER : English Turkish

n. aksatmak, engel çıkarmak

CAST A DIE : English Turkish

eceli atlatmak, kaderi yenmek

CAST A FLY : English Turkish

v. olta atmak

CAST A GLANCE : English Turkish

ir bakış atmak, bakmak, göz atmak, dikizlemek, gözetlemek