Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CATCH HELL : English Turkish

v. azar işitmek, azarlanmak

CATCH HOLD OF : English Turkish

yakalamak

CATCH MY DRIFT : English Turkish

ne söylediğimi anla, benim bakışımı anla

CATCH ON : English Turkish

anlamak, kavramak, tutulmak, moda olmak

CATCH ONE'S BREATH : English Turkish

nefes almak, soluklanmak için durmak; nefes almayı durdurmak, nefesini tutmak

CATCH ONE'S DEATH : English Turkish

fena halde üşütmek

CATCH ONE'S EYE : English Turkish

gözlerini/bakışını yakalamak, bir bakış anını yakalamak; dikkat/ilgi uyandırmak, dikkat etmesine neden olmak

CATCH OUT : English Turkish

v. meydana çıkarmak, oyun dışı etmek (kriket)

CATCH PHRASE : English Turkish

slogan

CATCH RED HANDED : English Turkish

suçüstü yakalamak

CATCH SIGHT : English Turkish

v. farketmek, gözüne ilişmek

CATCH SIGHT OF : English Turkish

gözüne ilişmek, görmek

CATCH SIGN OF : English Turkish

gözüne ilişmek, ayırt etmek

CATCH SMB. A SWINGING BLOW : English Turkish

v. sert bir yumruk savurmak

CATCH SMB. IN THE ACT : English Turkish

v. suçüstü yakalamak

CATCH SMB. NAPPING : English Turkish

v. uyuklarken yakalamak, gafil avlamak

CATCH SMB. TRIPPING : English Turkish

hatasını yakalamak, yalanını yakalamak

CATCH SMB. UNAWARES : English Turkish

v. gafil avlamak

CATCH SOME SHUTEYE : English Turkish

uyku bastırmak, gözleri kapanmak

CATCH SOMEONE IN THE ACT : English Turkish

iş üstünde yakalamak, bir insanı birşeyler yaparken (genellikle yanlış birşeyler) yakalamak

CATCH SOMEONE OFF GUARD : English Turkish

irisine süpriz yapmak, birisini hazırlıksız yakalamak

CATCH SOMEONE RED-HANDED : English Turkish

irisini bir işin tam ortasında yakalamak

CATCH SOMEONE'S EYES : English Turkish

gözlerini/bakışını yakalamak, bir bakış anını yakalamak; dikkat/ilgi uyandırmak, dikkat etmesine neden olmak

CATCH THE SPEAKER'S EYE : English Turkish

konuşmacı ile göz teması kurarak farkedilmek

CATCH UP : English Turkish

kapıp kaçmak, etkilemek, büyülemek, donatmak, bilgilendirmek, yetişmek, geri kalmamak