Multilingual Turkish Dictionary English

CHANC : English Turkish

elirli Avrupa ülkelerinde başbakan; bir kral veya diğer önemli görevlilerin danışmanı; bir üniversitenin yönetici görevlisi (ABD); belirli yarğıçların sıfatı; bir yüksek mahkeme rahibi (Katoliklik)

CHANCE : English Turkish

n. olasılık, ihtimal, şans, kısmet, tesadüf, tâlih, baht, fırsat, imkân; riziko, risk

CHANCE : English Turkish

v. riske girmek, göze almak, denemek, şans eseri olmak, tesadüfen olmak

CHANCE : English Turkish

adj. şans eseri olan, şans, tesadüfi

CHANCE CUSTOMERS : English Turkish

n. geçici müşteriler

CHANCE IT! : English Turkish

şansını dene!, bir kez dene!, risk al!

CHANCE OF A LIFETIME : English Turkish

hayatının fırsatı

CHANCE OF RAIN : English Turkish

yağmur yağma olasılığı

CHANCE UPON : English Turkish

tesadüfen bulmak

CHANCE YOUR ARM : English Turkish

v. (İngiliz İngilizcesi) bir ödül kazanma umuduyla riske girmek

CHANCEFUL : English Turkish

adj. sonucu kesin olmayan; riskli, tehlikeli

CHANCEL : English Turkish

n. kilisede rahip ve koronun yeri

CHANCELLERY : English Turkish

n. idari işler, idare

CHANCELLOR : English Turkish

n. rektör, bakan, başbakan, yüksek makamlı resmi görevli

CHANCELLOR OF THE EXCHEQUER : English Turkish

maliye bakanı [brit.]

CHANCELLORSHIP : English Turkish

n. yüksek rütbeli yargıçlık, yüksek rütbeli yargıçlık rütbesi

CHANCER : English Turkish

n. (İngiliz İngilizcesi) şansını deneyen veya bir çok risk alan kimse; her fırsatta avantaj kazanan kimse

CHANCERY : English Turkish

n. yargıtay, temyiz mahkemesi, yüksek mahkeme

CHANCES ARE : English Turkish

üyük ihtimalle, her türlü ihtimalde, muhtemelen, her halükarda

CHANCRE : English Turkish

n. frengi çıbanı, şankr

CHANCROID : English Turkish

n. ülser veya iltahap türü

CHANCROIDAL : English Turkish

adj. ülser veya iltahap türüne ait

CHANCY : English Turkish

adj. kesin olmayan, şüpheli, riskli

CHANDELIER : English Turkish

n. avize

CHANDELLE : English Turkish

n. aynı zamanda hem irtifa kazanmak hem de rotasını değiştirmek bir uçağın yaptığı ani dikine tırmanıcı dönüş