Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CHARE : English Turkish

n. dar sokak, dar yol, geçit; günlük iş, rutin görev

CHARGE : English Turkish

n. yükleme, şarj etme, yük; doluluk miktarı, doz; ipotek, talep; masraf, ücret; görev, yükümlülük, sorumluluk, nezaret; hapis, gözaltı; emir, talimat; suçlama, iddia, hücum, saldırı

CHARGE : English Turkish

v. yüklemek, doldurmak, itham etmek, şarj etmek, ödetmek, kredi kartından almak; sorumlu tutmak; uyarmak, tembihlemek, bilgi vermek, aydınlatmak, suçlamak, üzerine atmak, saldırmak, hücum etmek

CHARGE A BATTERY : English Turkish

ir bataryayı şarj etmek, bir bataryaya enerji vermek, enerji depolama hücresini yeniden enerji ile yüklemek

CHARGE ACCOUNT : English Turkish

kredi kartı hesabı, veresiye hesabı

CHARGE CARD : English Turkish

alışverişini kredi ile yapması amacıyla bir banka veya diğer işletmeler tarafından müşteriye verilen manyetik şeritli plastik kartt, kredi kartı, charge plate

CHARGE COUPLED DEVICE : English Turkish

Yükten Bağlaşık Aygıt, bitmap imajları yaratmak için kullanılan ışığa duyarlı fotoselli bir aygıt (Bilgisayar), CCD

CHARGE D'AFFAIRES : English Turkish

maslahatgüzar, işgüder

CHARGE NURSE : English Turkish

aşhemşire

CHARGE OF ELECTRON : English Turkish

ir elektronun negatif elektrik yükü

CHARGE OFF : English Turkish

orç silme, tahsil edilememesinden ötürü bir borcun silinmesi

CHARGE PER DAY : English Turkish

n. günlüğüne kadar

CHARGE PLATE : English Turkish

alışverişini kredi ile yapması amacıyla bir banka veya diğer işletmeler tarafından müşteriye verilen manyetik şeritli plastik kartt, kredi kartı, charge card

CHARGE RATIO : English Turkish

ir kütle birimi içerisindeki elektrik yükü oranı (genellikle bir gram içinde)

CHARGE SHEET : English Turkish

karakol tutuklama kayıt defteri

CHARGE SMB. WITH SMTH : English Turkish

v. suçlamak

CHARGE TO : English Turkish

finansal hesabına koynak; dayandırmak, atfetmek, yüklemek

CHARGE TO SMB.'S ACCOUNT : English Turkish

v. hesabına yazmak

CHARGE WITH : English Turkish

ile suçlamak,
için suçlamak, dava açmak

CHARGEABLE : English Turkish

adj. hesaba geçirilebilir, ödetilebilir, masrafa tabi, suçlanabilir

CHARGEABLE INCOME : English Turkish

vergilendirmeye konu olan gelir

CHARGED : English Turkish

n. heyecan dolu, heyecan yaratan, yüklü

CHARGED ON THE ACCOUNT : English Turkish

- tarafından ödenen

CHARGED PARTICLE : English Turkish

elektrik yükü taşıyan küçük partikül

CHARGER : English Turkish

n. süvari atı, savaş atı; düz ve büyük tabak; şarj dinamosu, imlâ dinamosu