Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CLUBBY : English Turkish

adj. girişken, sosyal

CLUBFOOT : English Turkish

n. biçimsiz deforme olmuş ayak; böyle bir ayağa sahip olma durumu

CLUBFOOTED : English Turkish

adj. clubfoot'u (biçimsiz deforme olmuş ayak) olan

CLUBHAND : English Turkish

n. biçimsiz deforme olmuş el; böyle bir eli olma durumu

CLUBHOUSE : English Turkish

n. kulüp binası

CLUBLAND : English Turkish

n. kulüp ve gece kulüplerinin çok olduğu semt

CLUBLAND : English Turkish

n. londra'da st. james's semti

CLUBMAN : English Turkish

n. kulüp üyesi

CLUBMOSS : English Turkish

n. alçakta yetişen ve büyük likenlere benzeyen çiçeksiz bitki

CLUBROOM : English Turkish

n. bir klüp (müşterek bir aktivite için periyodik olarak buluşan grup) tarafından kullanılan oda

CLUBROOT : English Turkish

n. köklerin şişik ve deforme olmuş bir hale gelmesine neden olan bitki köklerini (lahana, şalgam gibi) etkileyen hastalık

CLUBS : English Turkish

n. sinekler (iskambil)

CLUBWOMAN : English Turkish

n. bir moda klübünün aktif bayan üyesi

CLUCK : English Turkish

n. gıdaklama; aptal kimse, avanak

CLUCK : English Turkish

v. gıdaklamak

CLUCKING HEN : English Turkish

n. kuluçka tavuk, cork tavuk

CLUE : English Turkish

n. ipucu, iz, işaret, anahtar; yumak, topak, hamak ipi, şipka

CLUE : English Turkish

v. bilgi vermek, aydınlatmak

CLUE ME IN : English Turkish

(Argo) söyle bana, bana haber ver

CLUELESS : English Turkish

n. Jane Austen'in "Emma" adlı romanının çağdaş bir uyarlaması olan filmin adı (filmin seti Beverly Hills'tedir, California)

CLUELESS : English Turkish

adj. bir problemin çözümü için ipucu olmaksızın, ipucusuz, işaretsiz; tamamen bihaber olma, saf olma, masum ve şüphelenmeyen olma

CLUMBER : English Turkish

n. uzun ipeksi tüyleri olan uzun ve sarkık kulaklı güçlü köpek

CLUMP : English Turkish

n. yığın; küme; ayakkabı pençesi (kalın); grup, sert adım sesi

CLUMP : English Turkish

v. ağır adımlarla yürümek, yığmak; kümeye eklemek; yumruklamak, indirmek (Argo)

CLUMPY : English Turkish

adj. bir demet halinde birarada bulunan, topaklı