Multilingual Turkish Dictionary

English

English
COOK SHOP : English Turkish

yemek dükkanı, pişirilmiş yemekler satan yer; lokanta

DECRESCENDO : English Turkish

adv. dekreşendo, diminuendo

DECRESCENT : English Turkish

adj. azalan, küçülen

DECRETAL : English Turkish

n. dini hüküm

DECRETIVE : English Turkish

adj. belirleyen, kararlaştıran

DECRETORY : English Turkish

adj. yetkili, karar ile ilgili; adli

DECRIAL : English Turkish

n. kötüleme

DECRIMINALISATION : English Turkish

n. suç olmaktan çıkarma, daha önce yasadışı olan bir şeyi yasal yapma (ayrıca decriminalization)

DECRIMINALISE : English Turkish

v. suç olmaktan çıkarmak, bir şeyi yasal yapmak (örneğin, esrar), decriminalize

DECRIMINALIZATION : English Turkish

n. suç olmaktan çıkarma, daha önce yasadışı olan bir şeyi yasal yapma (ayrıca decriminalisation)

DECRIMINALIZE : English Turkish

v. suç olmaktan çıkarmak, bir şeyi yasal yapmak (örneğin, esrar), decriminalise

DECROWN : English Turkish

v. tahttan indirmek, yetkisini elinden almak, halletmek, tahttan mahrum etmek

DECRY : English Turkish

v. kötülemek, rezil etmek, kınamak, azarlamak

DECRY ATTACK : English Turkish

saldırıyı kınama, saldırıyı ayıplama

DECRYPT : English Turkish

v. şifre çözmek, şifre kırmak, bir kodu deşifre etmek, veriden şifreyi kaldırmak

DECRYPTED : English Turkish

adj. deşifre edilmiş, kodu çözülmüş, şifresi çözülmüş

DECRYPTER : English Turkish

n. şifre çözen kimse ve şey, deşifre eden kimse veya şey, kod çözen kimse veya şey

DECRYPTION : English Turkish

n. kod çözme, gizli anahtar veya şifre ile veri deşifre etme (Bilgisayar)

DECUBITAL : English Turkish

adj. dekübital, dekübitus ülseri ile ilgili, yatak yarası ile ilgili; yatan, uzanan

DECUBITUS : English Turkish

n. dekübitus, dekübitus ülseri, yatak yarası; yatay pozisyon

DECUBITUS ULCERS : English Turkish

dekübitus ülserleri, yatak yaraları, bası yaraları, vücut kısımlarına verilen uzun süreli basınç nedeniyle oluşan yaralar (genellikle yatalak veya hareketsiz olanları etkileyen)

DECULTURATE : English Turkish

v. kendi kültüründen vazgeçirmek, bir kişinin veya grubun kendi kültüründen ve geleneklerinden vazgeçmesine neden olmak

DECULTURATION : English Turkish

n. kendi kültüründen vazgeçirme, bir kişinin veya grubun kendi kültüründen ve geleneklerinden vazgeçmesine neden olma

DECUMAN : English Turkish

adj. çok büyük, muazzam; baş

DECUMAN WAVE : English Turkish

n. çok büyük dalga, dev dalga