Multilingual Turkish Dictionary English

DRUPACEOUS : English Turkish

adj. tek çekirdekli ve etli meyvelerle ilgili, bu meyvelere özgü; tek çekirdekli ve etli meyveler üreten

DRUPE : English Turkish

n. sert çekirdekli meyve

DRUPEL : English Turkish

n. bitkilerde küçük tane (Botanik)

DRUPELET : English Turkish

n. bitkilerde küçük tane (Botanik)

DRUSE : English Turkish

n. Dürzi; billurcuklarla kaplı oyuk

DRUSEN : English Turkish

n. retina ve optik diskte bulunan küçük ve parlak yapılar

DRUTHERS : English Turkish

n. kişisel tercih (Argo)

DRUZE : English Turkish

n. dürzi

DRV EXTENSION : English Turkish

DRV uzantısı, bir aygıt yöneticisi dosyasını belirten uzantı

DRY : English Turkish

v. kurutmak, kurumak; kurulamak; sütü kesilmek, sütten kesilmek

DRY : English Turkish

adj. kuru, kurumuş, kurak, susuz; susatıcı, susamış; içki karşıtı; yavan, sıkıcı, sek, kart

DRY : English Turkish

n. kuraklık

DRY AIR : English Turkish

kuru hava, nemsiz hava, rutubeti olmayan hava

DRY AS A BONE : English Turkish

kemik gibi kuru, kupkuru, tamamen kuru

DRY BATTERY : English Turkish

kuru pil

DRY BOB : English Turkish

n. kriket veya futbol oynayan kimse (özellikle de Eton College öğrencisi)

DRY CANTEEN : English Turkish

alkol servisi yapılmayan askerî rekreasyon merkezi

DRY CELL : English Turkish

n. kuru pil

DRY CLEAN : English Turkish

v. kuru temizlemek

DRY CLEAN ONLY : English Turkish

sadece kuru temizleme

DRY CLEANER : English Turkish

kuru temizleyici

DRY CLEANER'S : English Turkish

n. kuru temizleyici

DRY CLEANERS : English Turkish

n. kuru temizleyici, giyecekleri su yerine kimyasallar kullanarak temizleyen dükkân

DRY CLEANING : English Turkish

kuru temizleme

DRY CLIMATE : English Turkish

kuru iklim, çok az yağmur alan bölge; kuru hava