Multilingual Turkish Dictionary

English

English
COMEDO : English Turkish

n. komedon, siyah nokta, siyah üstlü sivilce (cilt yüzeyinde)

COMEDOWN : English Turkish

n. düşüş; gerileme; hayal kırıklığı

COMEDY : English Turkish

n. komedi, güldürü, komik olaylar

COMEDY OF ERRORS : English Turkish

yanlışlıklar komedisi, kaba komedi, çok komik hataların yapıldığı komedi

COMEDY OF MANNERS : English Turkish

karakter komedisi, hiciv kullanarak toplumdaki belli bir sınıfın davranışlarını ve tavırları ile alay eden komedi

COMEDY STORE : English Turkish

Komedi Mağazası, İsrail televizyonunda bir komedi programı

COMELINESS : English Turkish

n. alımlılık; güzellik, çekicilik; uygunluk

COMELY : English Turkish

adj. güzel, çekici, yakışıklı; alımlı, uygun

COMENIUS : English Turkish

n. Jan Amos Komensky, John Amos Comenius (
1670), Moravialı bir dinî lider ve eğitmen

COMER : English Turkish

n. gelen kimse, gelecek vaadeden kimse

COMES : English Turkish

n. (Tıp) başka bir atardamar, toplardamar veya sinir gövdesine eşlik eden kan damarı (atardamar veya toplardamar)

COMES EASY TO HIM : English Turkish

ona göre kolay, ona göre basit, onun için zor değil

COMESTIBLE : English Turkish

adj. yenilebilir

COMESTIBLES : English Turkish

n. gıda maddesi, yiyecek şey, yiyecek

COMET : English Turkish

n. kuyrukluyıldız

COMETISED : English Turkish

adj. cometised, (İnternet)Netscape’in donması veya bozulması ile ilgili veya ait olan (Netscape taramasının üst sağ köşesinde Netscape tuşunda "kayan yıldız" veya kuyrukluyıldızın göründüğü)

COMEUPPANCE : English Turkish

n. hak edilen ceza

COMFIT : English Turkish

n. bonbon, fındıklı şekerleme

COMFITS : English Turkish

n. bonbon, meyve şekerlemesi

COMFORT : English Turkish

n. rahat, rahatlık, ferahlatıcı şey, refah, konfor; teselli, avuntu, teselli eden kimse, huzur; yardım

COMFORT : English Turkish

v. rahatlatmak, rahat ettirmek; teselli etmek, avutmak, yatıştırmak, memnun etmek; cesaretlendirmek; yardım etmek

COMFORT INN : English Turkish

ortalama fiyatlı uluslararası bir oteller zinciri

COMFORT STATION : English Turkish

umumi tuvalet, hela, tuvalet, WC

COMFORTABLE : English Turkish

adj. rahat, konforlu, rahatlatıcı, tatminkâr; iyi; sakin

COMFORTABLE CLOTHES : English Turkish

ahat giysiler, giymek için serbest ve hoş olan