English
COMPASSIONATE ALLOWANCE : English Turkish
nafaka
COMPASSIONATE LEAVE : English Turkish
n. mazeret izni, felâket izni
COMPASSIONATELY : English Turkish
adv. acıyarak, merhametli bir şekilde, anlayışlı bir şekilde
COMPASSIONATENESS : English Turkish
n. şefkatlilik, merhametlilik, merhametli olma durumu, halden anlayan olma durumu
COMPATIBILISM : English Turkish
n. uyumculuk, determinizmin ve özgür iradenin her ikisi de uyumlu oldukları inancı
COMPATIBILITY : English Turkish
n. uygunluk, bağdaşma
COMPATIBLE : English Turkish
adj. uygun, uyumlu, bağdaşan, geçimli
COMPATIBLE COMPUTER : English Turkish
uyumlu bilgisayar, başka bilgisayarla birlikte çalışabilen bilgisayar
COMPATIBLE SOFTWARE : English Turkish
uygun yazılım, birlikte kullanılabilen programlar
COMPATIBLENESS : English Turkish
n. uyumluluk, birlikte uyumlu bir biçimde var olabilme yeteneği; uygun olma, uygunluk; başka öğelerle kombinasyon halinde kullanılabilme yeteneği (Makine, Bilgisayar)
COMPATIBLY : English Turkish
adv. uyumlu olarak, uyumlu bir biçimde, ahenkle, uyum içinde
COMPATRIOT : English Turkish
n. vatandaş, yurttaş
COMPAUND FRACTURE : English Turkish
n. bileşik kırık
COMPEER : English Turkish
n. akran, eş, arkadaş
COMPEL : English Turkish
v. zorlamak, mecbur etmek, zorunda bırakmak
COMPELLABILITY : English Turkish
n. icbar edilebilirlik, zorlayabilme; mecbur etme kabiliyeti
COMPELLABLE : English Turkish
adj. icbar edilebilir, zorlanabilir; mecbur edilebilir, etkilenebilir
COMPELLATION : English Turkish
n. hitap, bir lişye ismi ile hitap etme eylemi
COMPELLATION : English Turkish
n. hitap, isim, ünvan, ad, adlandırma
COMPELLED : English Turkish
adj. mecbur
COMPELLENT : English Turkish
adj. zorlayan, mecbur eden, harekete geçiren, teşvik eden; güç kullanımıyla belli bir olaya sebep olmak; boyun eğdiren, baskı yapan
COMPELLER : English Turkish
n. zorlayıcı, mecbur eden kimse, aşırı derecede etkileyen kimse
COMPELLING : English Turkish
adj. zorlayan, zorlayıcı, saygı uyandıran, ilgi uyandıran
COMPELLING ARGUMENT : English Turkish
dayatmacı görüş, ikna edici tartışma, galip gelen iddia
COMPELLINGLY : English Turkish
adv. mücbir bir şekilde, ikna edici bir şekilde, inandırıcı bir biçimde; ısrarla
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani