Multilingual Turkish Dictionary

English

English
COMPLEMENTARY COLORS : English Turkish

tamamlayıcı renkler, renk tekerinde birbirine karşıt olan ana veya ara renkler (açık durumunda: ikisinin karışımı beyaz yapar, boya maddesi durumunda: ikisinin karışımı gri yapar)

COMPLEMENTARY EDUCATION : English Turkish

tamamlayıcı öğrenim, tamamlayıcı eğitim

COMPLEMENTARY GOODS : English Turkish

tamamlayıcı mallar, birine olan talepteki değişikliğin diğerinde de aynı oranda değişiklik getiren mallar

COMPLEMENTARY METAL OXIDE SEMICONDUCTOR : English Turkish

Tümleyici Metal Oksit Yarıiletkeni, bir bilgisayarın konfigürasyonlarının saklı olduğu küçük hafıza parçası (Bilgisayar)

COMPLEMENTATION : English Turkish

n. tümleme, (Dilbilim) bütünleyici dağılım, kelimeler içinde aynı yere yerleştirilemeyen sesler veya fonemler arasındaki ilişki

COMPLETE : English Turkish

v. doldurmak, tamamlamak, bitirmek, yerine getirmek, uygulamak

COMPLETE : English Turkish

adj. tam, tamam, tamamı, eksiksiz, tamamlanmış, iyice, mükemmel, bütün

COMPLETE AMNESTY : English Turkish

umumi af, genel af, genel af

COMPLETE ASS : English Turkish

eşek herif, tam bir aptal, gerçek ahmak

COMPLETE BLOOD COUNT : English Turkish

tam kan sayımı, tüm kan hücreleri türlerinin tam sayımı yapıldığı kan testi, CBC (Tıp)

COMPLETE CHAOS : English Turkish

tam kaos, tam karışıklık, tam kargaşa

COMPLETE DARKNESS : English Turkish

zifiri karanlık, kapkaranlık, hiç ışık olmama durumu

COMPLETE DEGENERATION : English Turkish

tam dejenerasyon, tamamen bozulma, tamamen dağılma

COMPLETE DESTRUCTION : English Turkish

tamamen yok etme, tam yıkım, tam ziyan, tam yıkım

COMPLETE FOOL : English Turkish

tam aptal, tam geri zekalı, tam salak, çok aptal kişi, budala olan kimse

COMPLETE IDIOT : English Turkish

tam salak, tam geri zekalı, tam aptal

COMPLETE INVALID : English Turkish

tamamen sakat olan, yüzde yüz felçli olan

COMPLETE ONE'S SENTENCE : English Turkish

v. cezasını çekmek

COMPLETE ONE'S TERM : English Turkish

süresini tamamlamak, görev süresini bitirme, hizmet süresini tamamlama

COMPLETE OVERHAUL : English Turkish

genel bakım, tam yenileme, kapsamlı onarım, kapsamlı rekonstrüksiyon

COMPLETE PROTEIN : English Turkish

tam protein, tüm temel amino asitleri içeren gıda kaynağı (hayvansal kaynaklar: et, süt ürünler, yumurta, vs.)

COMPLETE REST : English Turkish

tamamen dinlenme, tam rahatlama, dinçleştirici uyku

COMPLETE SILENCE : English Turkish

tam sessizlik, gürültü yokluğu, tam sükut

COMPLETE SURRENDER : English Turkish

tamamen teslim olma, tamamen bırakma, tamamen vazgeçmek

COMPLETED : English Turkish

adj. tarihinde tamamlandı