Multilingual Turkish Dictionary

English

English
COMPULSIVE GAMBLING : English Turkish

patolojik kumar oynama, psikolojik ihtiyaç nedeniyle kumar oynama, saplantı haline gelmiş olan kumar oynama

COMPULSIVE LIAR : English Turkish

iflah olmaz yalancı, psikolojik ihtiyaç nedeniyle yalan söyleyen kimse, saplantı haline gelmiş yalan söyleyen kimse

COMPULSIVELY : English Turkish

adv. zorlayıcı olarak, dürtü etkisiyle

COMPULSIVENESS : English Turkish

n. dürtü etkisiyle yapılan bir şey, düşünceler ve dürtülerle kontrol edilme niteliği

COMPULSORILY : English Turkish

adv. mecburen

COMPULSORY : English Turkish

adj. zorunlu, mecburi, zorlayıcı

COMPULSORY ARBITRATION : English Turkish

zorunlu tahkim, bir tartışmada üçüncü şahıs arabuluculuğunu kabul eden iki taraf arasında yükümlülük geliştirmek

COMPULSORY ATTENDANCE : English Turkish

devam zorunluluğu, mecburi hazır bulunma, gerekli katılım

COMPULSORY COURSE : English Turkish

zorunlu ders, gerekli ders, mecburi kurs

COMPULSORY DIVORCE : English Turkish

zorunlu boşanma, ilgili olan bir tarafın mecbur bırakıldığı boşanma

COMPULSORY EDUCATION : English Turkish

zorunlu eğitim, gerekli eğitim, mecburi eğitim

COMPULSORY EDUCATION LAW : English Turkish

zorunlu eğitim kanunu, bir çocuğun devam etmesi gereken en az yıl sayısını belirleyen ulusal veya yerel kanun

COMPULSORY INSURANCE : English Turkish

zorunlu sigorta

COMPULSORY LOAN : English Turkish

zorunlu ikraz, vatandaşlara devlete ödünç para verme zorunluluğu yüklemek

COMPULSORY MILITARY SERVICE : English Turkish

zorunlu askerlik

COMPULSORY PAYMENT : English Turkish

zorunlu ödeme, gerekli ödemeler, mecburi ödemeler (vergiler, vs.)

COMPULSORY PURCHASE : English Turkish

n. istimlak, kamulaştırma

COMPULSORY SAVINGS : English Turkish

zorunlu tasarruflar, hükümet tarafından vatandaşlara yüklenen belirli tasarruf miktarı veya yüzdesi gerekliliği

COMPULSORY SERVICE : English Turkish

zorunlu hizmet, mecburi askerlik görevi

COMPULSORY SUBJECT : English Turkish

n. zorunlu ders

COMPUNCTION : English Turkish

n. vicdan azabı, pişmanlık, esef

COMPUNCTIOUS : English Turkish

adj. vicdan azabı duyan, pişman; vicdan azabına neden olan

COMPURGATION : English Turkish

n. tanıkların yeminiyle suçun aklanması

COMPURGATOR : English Turkish

n. compurgator, sanığın suçsuzluğu ve kişiliği üzerine yemin eden kimse

COMPUSERVE : English Turkish

n. çevrimiçi bir bilgi servisi tedarikçisi (Bilgisayar)