Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CONCOMITANT : English Turkish

n. beraberinde gelen şey, doğal sonuç, olacağı

CONCOMITANTLY : English Turkish

adv. beraberinde, eşlik eden bir şekilde, aynı zamanda, dolaysıyla

CONCORD : English Turkish

n. uyum, anlaşma, uygunluk, barış, armoni, harmoni, hızlı ve lüks uçak

CONCORDANCE : English Turkish

n. uyum, ahenk, dizin

CONCORDANT : English Turkish

adj. uyumlu, uygun, ahenkli

CONCORDANTLY : English Turkish

adv. bağdaşan bir şekilde, uyumlu bir biçimde, uygun bir şekilde

CONCORDAT : English Turkish

n. antlaşma, kilise ile devlet arasındaki anlaşma

CONCORDE : English Turkish

n. Fransa ve İngiltere işbirliğiyle imal edilmiş ve işletilmiş ve transatlantik uçuşlar için kullanılmış olan sesten hızlı bir yolcu uçağının markası (
2003 yılları arasında kullanıldı ve günümüzde kullanılmamaktadır); Kuzey Carolina'da (ABD) bir şehir

CONCORDIA : English Turkish

n. antik Romalı bir barış ve uyum Tanrıçası; Kansas'ta (ABD) bir şehir; Missouri'de (ABD) bir şehir; Arjantin'de bir şehir

CONCORDIA UNIVERSITY : English Turkish

n. Concordia Üniversitesi, Montreal'de (Kanada) bulunan büyük bir üniversite

CONCOURSE : English Turkish

n. toplanma, toplantı, kalabalık, izdiham, park gezinti yolu, açık alan, terminal salonu

CONCRESCENCE : English Turkish

n. beraber yürüme [biy.], birleşme

CONCRESCENT : English Turkish

adj. birleşme, parçaların eklenmesiyle büyüyen, birleşmek üzere olan

CONCRETE : English Turkish

n. somut varlık, beton

CONCRETE : English Turkish

v. katılaştırmak, somutlaştırmak, betonla kaplamak, katılaşmak, somutlaşmak, bütünleşmek

CONCRETE : English Turkish

adj. somut, elle tutulur, gerçekten var olan, maddesel, maddi, beton

CONCRETE AND IRON CONSTRUCTION : English Turkish

eton ve demir yapı, demir ve betondan yapılmış

CONCRETE ART : English Turkish

somut sanat, realist grafik ayrıntısı içeren sanat (genellikle şaşırtmayı amaçlayan)

CONCRETE FACT : English Turkish

kesin hakikat, tartışılmaz gerçek, tartışmaya açık olmayan durum

CONCRETE JUNGLE : English Turkish

n. beton yığını

CONCRETE MIXER : English Turkish

n. betonyer, beton doldurmak ve karıştırmak için kullanılan dönen deposu olan büyük kamyon

CONCRETE MUSIC : English Turkish

somut müzik, kaydedilmiş ve elektronik olarak değiştirilmiş olan olağan seslerden oluşan müzik kompozisyonu

CONCRETE NOUN : English Turkish

somut ad, maddesel nesneyi belirten ad (Gramer)

CONCRETE NUMBER : English Turkish

somut sayı, belirli bir nesneye veya şeye ilişkin olan sayı (Matematik)

CONCRETE OFFER : English Turkish

somut teklif, maddesel öneri, soyut olmayan teklif