Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CONDITIONAL MOOD : English Turkish

şart kipi

CONDITIONAL OBLIGATIONS : English Turkish

şartlı yükümlülükler, birinin yerine getirilmesi başka bir yükümlülüğün yerine getirilmesine bağlı olan yükümlülükler

CONDITIONAL PROBABILITY : English Turkish

koşullu olasılık, başka bir olayın meydana gelmesini göz önüne alarak bir olayın meydana gelme olasılığı

CONDITIONAL SENTENCE : English Turkish

şartlı hüküm, şartlara bağlı olan karar, şartlı mahkeme kararı, koşullu yargı

CONDITIONAL STATEMENT : English Turkish

koşullu düz tümce, koşul tümceciği olan cümle (Gramer); bir koşul içeren bilgisayar komutu

CONDITIONALITY : English Turkish

n. şartlılık, kesin olmama durumu, belirli koşullara veya durumlara bağlı olma

CONDITIONALLY : English Turkish

adv. şartlı olarak

CONDITIONED : English Turkish

adj. şarta bağlı, şartlı, uygun durumlu

CONDITIONED REFLEX : English Turkish

şartlı refleks

CONDITIONER : English Turkish

n. şekillendirici, saç için kullanılan saç kremi (dolaşıklıkları giderir, parlak, vs. yapar)

CONDITIONING : English Turkish

n. koşullandırma, ödüllendirme ve cezalandırma içeren eğitim süreci; şampuandan sonra uygulanan bakım

CONDITIONING TREATMENT : English Turkish

n. bakım kremi

CONDITIONS : English Turkish

n. şartlar, durum, koşullar

CONDITIONS OF ARREST : English Turkish

tutuklama şartları, tutuklama koşulları, tutuklama durumu

CONDO : English Turkish

n. kat mülkiyetli daire, konut, mülk

CONDOLATORY : English Turkish

adj. başsağlığı ifade eden, başsağlığı

CONDOLE : English Turkish

v. başsağlığı dilemek; acısını paylaşmak

CONDOLEEZZA : English Turkish

n. bir kadın adı; Condoleezza Rice (1954 doğumlu), Birleşik Devletler'in
2009 yılları arasındaki Dışişleri Bakanı (
2005 yılları arasında Başkan George Walker Bush'a Ulusal Güvenlik Danışmanlığı yaptı) ("Condy" takma adıyla bilinir)

CONDOLEEZZA RICE : English Turkish

n. (1954 doğumlu), Birleşik Devletler'in
2009 yılları arasındaki Dışişleri Bakanı (
2005 yılları arasında Başkan George Walker Bush'a Ulusal Güvenlik Danışmanlığı yaptı) ("Condy" takma adıyla bilinir)

CONDOLEMENT : English Turkish

n. taziye, acıya katılma, acıyı paylaşma ifadesi (condolence kelimesinin alternatif şekli)

CONDOLENCE : English Turkish

n. başağlığı, başsağlığı, taziye

CONDOLER : English Turkish

n. taziyede bulunan kimse, acıya katılan kimse

CONDOM : English Turkish

n. prezervatif, kaput

CONDOMINIUM : English Turkish

n. ülke üzerindeki birkaç devletin egemenliği, birkaç devletin egemenliği ile yönetilen ülke; kat mülkiyeti

CONDONABLE : English Turkish

adj. göz yumulabilir, affedilebilir, bağışlanabilir