Multilingual Turkish Dictionary

English

English
COUGH OUT : English Turkish

öksürerek çıkarmak

COUGH SYRUP : English Turkish

öksürük şurubu, öksürüğü dindirmek için kullanılan sıvı ilaç

COUGH UP : English Turkish

öksürerek çıkarmak, sökülmek, para vermek, zorla söylemek, zoraki anlatmak

COUGHING : English Turkish

n. öksürük, ciğerlerden ani hava atılması

COUGHING FIT : English Turkish

öksürük krizi, öksürük nöbeti

COULD AFFORD : English Turkish

parasını karşılayabilmek, olanak sağlayabilmek, imkan verebilmek

COULD BE : English Turkish

olabilir, imkan dahilinde, belki

COULD BE GLIMPSED FROM AFAR : English Turkish

uzaktan bir anlık görülebilir, mesafeden görülebilir, ufukta görülebilir

COULD HARDLY MAKE ENDS MEET : English Turkish

iki ucu bir araya getirmekte zorlandı, faturalarını ödemek için zar zor para kazandı, hayatta kalmak için çok az para kazandı

COULD I CHANGE SEATS WITH YOU : English Turkish

koltuk değiştirebilir miyiz

COULD I HAVE A CLEAN ASHTRAY : English Turkish

temiz bir kül tablası alabilir miyim

COULD I HAVE A CLEAN CUP : English Turkish

temiz bir fincan alabilir miyim

COULD I HAVE A CLEAN FORK : English Turkish

temiz bir çatal alabilir miyim

COULD I HAVE A CLEAN GLASS : English Turkish

temiz bir bardak alabilir miyim

COULD I HAVE A CLEAN KNIFE : English Turkish

temiz bir bıçak alabilir miyim

COULD I HAVE A CLEAN NAPKIN : English Turkish

temiz bir peçete alabilir miyim

COULD I HAVE A CLEAN PLATE : English Turkish

temiz bir tabak alabilir miyim

COULD I HAVE A CLEAN SPOON : English Turkish

temiz bir kaşık alabilir miyim

COULD I HAVE A GIFT BOX : English Turkish

hediye paketi alabilir miyim

COULD I HAVE A SCHEDULE : English Turkish

tarife alabilir miyim

COULD I HAVE THE BILL, PLEASE : English Turkish

hesabı alabilir miyim lütfen

COULD I LEAVE A MESSAGE : English Turkish

mesaj bırakabilir miyim

COULD I SEE THE BILL : English Turkish

hesabı görebilir miyim

COULD NOT BELIEVE : English Turkish

inanamadı, inanabilecek gibi olmadı, ona güvenemedi

COULD NOT FIND HIS WAY : English Turkish

yolunu bulamadı, yolunu kaybetti, kayboldu