Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CRAWL STROKE : English Turkish

kulaçlama yüzme şekli, temel yüzme hareketi

CRAWLED ON ALL FOURS : English Turkish

emekledi, elleri ve dizleri üstünde ilerledi, sürünerek ilerledi, zemin üzerinde elleri ve dizleri üstünde hareket eti

CRAWLER : English Turkish

n. sürünen şey, böcek, sümüklüböcek; yaltakçı; yağcı; bebek tulumu; müşteri bulmak için yavaş ilerleyen taksi; krol yüzücü

CRAWLERS : English Turkish

n. tulum, uzun pantolonu olan giysi türü, halen yürümeyen bebek için ayak ve pantolon askısı

CRAWLING : English Turkish

n. emekleme

CRAWLING ON ALL FOURS : English Turkish

emeklemek, elleri ve dizleri üstünde ilerlemek, sürünerek ilerlemek

CRAWLING PEG : English Turkish

sürünen parite, bir para biriminin diğer para birimlerine göre sürekli değer kaybı olması

CRAWLSPACE : English Turkish

n. döşeme altı boşluğu, içinden yavaşça ilerlemek için yeterli ölçüde büyük olan küçük boşluk, küçük depo alanı (binada)

CRAWLY : English Turkish

adj. tüyler ürpertici, ürkütücü

CRAYFISH : English Turkish

n. kerevit, kerevides, istakozdan küçük böcek

CRAYFISH BISQUE : English Turkish

n. kremalı karavide çorbası

CRAYON : English Turkish

n. mum boya, renkli kalem; mum boya çalışması, mum boya ile yapılmış resim

CRAYON : English Turkish

v. mum boya ile resim yapmak, ana hatlarıyla anlatmak

CRAYONIST : English Turkish

n. crayonist, renkli kalemler ile boyayan kimse

CRAZE : English Turkish

n. moda; rağbet; çılgınlık

CRAZE : English Turkish

v. delirtmek, çatlatmak (Argo), çatlamak (Argo); çatlak desenle sırlamak

CRAZED : English Turkish

adj. çılgın, deliye dönmüş, heyecanlı

CRAZILY : English Turkish

adv. delice

CRAZINESS : English Turkish

n. delilik, çılgınlık

CRAZY : English Turkish

adj. çıldırmış, çılgın, deli, mecnun; derme çatma; salak, aptalca; karmaşık

CRAZY ABOUT HER : English Turkish

onun için deli oluyor, onun için deli divane, ona karşı derin duygular besliyor

CRAZY ABOUT HIM : English Turkish

onun için deli oluyor, onun için deli divane, ona karşı derin duygular besliyor

CRAZY BONE : English Turkish

crazy bone, dirseğin çarpması sonucu karıncalanmaya neden olan yer, ağrıya duyarlı olan dirsek kısmı

CRAZY FOR : English Turkish

adj. delisi

CRAZY GOLF : English Turkish

crazy golf, (İngiltere İngilizcesi) minyatür golf, golfu temel alan ancak minyatür sahada oynanan rekabete dayalı oyun