Multilingual Turkish Dictionary

English

English
CURRIED : English Turkish

adj. kaşağılanmış, temizlenmiş; hazırlanmış; köri ile hazırlanmış; köri tozu ile tatlandırılmış veya hazırlanmış

CURRIER : English Turkish

n. sepici, tabaklanmış deriyi işleyen kimse

CURRIERY : English Turkish

n. sepicilik, sepicisinin yaptığı iş veya ticaret; dericilik yapan kimsenin yeri veya dükkânı

CURRISH : English Turkish

adj. kavgacı, aşağılık adamla ilgili; hırıltılı, kaba; aşağılık, korkak

CURRY : English Turkish

n. köri, acılı hint baharatı, acılı hint yemeği, kaşağı

CURRY : English Turkish

v. köri ile pişirmek; kaşağılamak, tımar etmek, tabaklamak; sopalamak, dayak atmak

CURRY FAVOR : English Turkish

v. yalakalık yapmak, yağ çekmek; dalkavukluk etmek; birine iltifat ederek gözüne girmek, yağcılık yaparak birinin gözüne girmek

CURRY FAVOR WITH SMB : English Turkish

yaltaklanmak, yaranmaya çalışmak

CURRY POWDER : English Turkish

acılı hint baharatı

CURRYCOMB : English Turkish

n. kaşağı

CURRYING : English Turkish

n. tımar

CURSE : English Turkish

n. lanet, beddua, küfretme, küfür, afaroz, belâ

CURSE : English Turkish

v. küfretmek, lanetlemek, sövmek, lanet etmek, lanet okumak, beddua etmek

CURSE HIM : English Turkish

interj. lanet olsun, allah belâsını versin

CURSE OF CAIN : English Turkish

Cain’in laneti, Tanrı’nın Cain’i erkek kardeşi Abel’i öldüğünden dolayı uzak ülkeye amaçsızca dolaşma hayatına sürgün etmesi (İncil’le ilgili)

CURSED : English Turkish

adj. lanet olası, lanetli, allah'ın belâsı, melun, kahrolası, tâlihsiz, huysuz

CURSED HIM : English Turkish

ona küfretti, onunla bayağı veya ahlaksız bir şekilde konuştu, ona sözvdü

CURSED HIM VEHEMENTLY : English Turkish

ona öfkeli bir şekilde küretti, ona zor kullanarak sözdü

CURSEDLY : English Turkish

adv. talihsiz bir şekilde, lanetlenmiş bir biçimde, küfretmeyi hak eden bir şekilde; sefalet içinde

CURSEDNESS : English Turkish

n. lanetlilik, lanetli olma durumu

CURSER : English Turkish

n. küfreden kimse, müstehcen dil kullanan kimse; başka birini lanetleyen kimse

CURSING : English Turkish

n. lanetleme, sövgü, lanet okuma

CURSIVE : English Turkish

adj. el yazması, el yazısı

CURSIVE : English Turkish

n. kursiv, el yazısı harfleri

CURSIVE WRITING : English Turkish

yalın yazı, bir kelimenin tüm harflerinin birleştirilmiş olduğu el yazısı tarzı