English
DEXTROSINISTRAL : English Turkish
adj. sağdan sola doğru; doğal olarak solak olan ancak sağ elle yazmaya eğitilmiş
DEXTROUS : English Turkish
adj. becerikli, marifetli, eli çabuk
DEXTROUSLY : English Turkish
adv. becerikli bir şekilde, yetenekli bir şekilde, eli çabuk bir şekilde, ustalıkla, ustaca
DEY : English Turkish
n. vali (cezayir), dayı
DEZINC : English Turkish
v. çinkosunu gidermek
DEZINCIFY : English Turkish
v. çinkosuzlaştırmak, çinkosunu kaldırmak, çinkosunu gidermek, çinkodan arıtmak
DF : English Turkish
"direction finder (yön bulucu)", yön bulucu, yön bulan, taşına bir sinyalin kaynağını saptamaya yarayan alet, telsiz sinyal alıcısı
DFLP : English Turkish
"Democratic Front for the Liberation of Paletsine (Filistin'in Kurtuluşu Demokratik Cephesi)", işçi sınıfının devrimi ve bir Filistin devletinin yaratılması için çalışan sosyalist bir siyasi grup
DFS : English Turkish
"Depth First Search (Derinliğine Arama)", geri tarama yapmadan ve bir sonraki alternatif yolu denemeden önce güncel yolu mümkün olabildiği kadar geniş tarayan grafik arama işlemi
DFS : English Turkish
"distributed file system (dağıtımlı dosya sistemi)", bir dosyalama işlemi, dağıtımlı dosya sistemi, dağıtık dosya sistemi
DFT : English Turkish
"Defendant (davalı)", davalı, suç isnat edilmiş kişi, müdafi, sanık, kendisine dava açılmış kimse, zanlı (Hukuk)
DG : English Turkish
"decigram (desigram)", desigram, gramın onda biri, onda bir gram
DGA : English Turkish
"Directors Guild of America (Amerika Yönetmenler Derneği)", televizyon endüstrisindeki yönetmen ve yapımcıların büyük bir Amerikan meslek teşkilatı
DHA : English Turkish
"docosahexaenoic acid (dokosaheksaenoik asit)", bebeklerin gelişiminde önemli yeri olan ve özellikle beyin ve gözleri için gerekli bir yağ asidi; tuna ve lüfer balığında bulunan omega-3 yağ asidi
DHABI : English Turkish
n. Dabi, Abu Dabi
DHAKA : English Turkish
n. Dhaka, Bangladeş'in başkenti
DHAL : English Turkish
n. sarı çiçekleri ve düz kozaları olan tropik bir bitki; Hint tohum püresi (çeşitli bitkilerin yenilebilen tohumlarının)
DHAL : English Turkish
n. Arap alfabesinin 9'uncu harfi
DHARMA : English Turkish
n. kanun ve gelenekler (Hinduizm); Buda doktrini (Budizm)
DHCP : English Turkish
"Dynamic Host Configuration Protocol (Değişken İşleyici Yapılandırma Protokolü)", bir Microsoft NT yerel alan ağı üzerinde bilgisayarlara IP adresleri atamak için kullanılan protokol (Bilgisayar)
DHEKELIA : English Turkish
n. Dikelya, Bağımsız Askeri Üs Bölgesi, Kıbrıs'ın güneydoğu kıyısında bulunan İngiliz askeri üssü
DHEKELIA SOVEREIGN BASE AREA : English Turkish
n. Dikelya, Kıbrıs'ın güneydoğu kıyısında bulunan İngiliz askeri üs bölgesi (Büyük Britanya'nın denizaşırı bölgesi)
DHOLE : English Turkish
n. hintli erkek çamaşırcı
DHOLUO : English Turkish
n. Dholuo, Kenya ve Tanzanya'da konuşulan Luo halkının Nil bölgesine ait dil
DHOTI : English Turkish
n. bir hin giysisi, Hint erkekleri tarafından giyilen bir peştamal türü; bu peştamal türünün yapıldığı pamuklu kumaş
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani