English
FLUOSILICATE : English Turkish
n. fluosilkat, fluosilicic asit tuzu (Kimya)
FLUOSILICIC : English Turkish
adj. fluosilicic asitle alakalı (Kimya)
FLURRIED : English Turkish
adj. telaşlı, heyecanlanmış
FLURRY : English Turkish
n. ani rüzgâr, kısa ve şiddetli yağış, sağanak, telaş, bora, balinaların ölüm mücadelesi, heyecan, herkesi saran ani his
FLURRY : English Turkish
v. telaşlandırmak, iki ayağını bir pabuca sokmak
FLURRY OF REACTIONS : English Turkish
eaksiyonun şiddetlenmesi, reaksiyonların aniden parlaması
FLUSH : English Turkish
n. kızarma, kırmızılık, sifon, su fışkırması, heyecan, coşkunluk, taşkınlık, ateş [tıp.], hararet, floş (poker), renk, aşırı cömertlik
FLUSH : English Turkish
v. yüzü kızartmak, heyecanlandırmak, coşturmak, yüzü kızarmak, heyecanlanmak, fışkırmak, sifonu çekmek, düzlemek, boşlukları doldurup sıvamak, kanatlanıp uçmak, uçmak, kaçırmak (kuş)
FLUSH : English Turkish
adj. düz, çıkıntısız, bir hizada, gömme, ankastre, ağzına kadar dolu, bol, paralı, cömert
FLUSH DOWN THE TOILET : English Turkish
yıkayarak veya sifonu çekerek bazı şeylerin su ile tuvaletten atılması
FLUSH OF DAWN : English Turkish
sabahın ilk ışıkları
FLUSH OF YOUTH : English Turkish
genç bir insanın derisindeki sağlıklı pempe kırmızılık
FLUSH OUT : English Turkish
saklandığı yerden çıkmaya zorlamak
FLUSH ROYAL : English Turkish
n. floş royal, royal floş
FLUSH SCARLET : English Turkish
v. kıpkırmızı olmak, pancar gibi olmak
FLUSH TANK : English Turkish
klozet, tuvalet üstündeki su haznesi
FLUSHABLE : English Turkish
adj. kızarabilme
FLUSHED : English Turkish
adj. kızaran, yüzü kızaran, kırmızıya dönen
FLUSHED THE TOILET : English Turkish
sifonu çekme, ani su boşalması ile tuvaleti yıkama
FLUSHER : English Turkish
n. lağımcı, lağım temizleme düzeni, sifon
FLUSHING : English Turkish
n. durulama, yıkama; kızarma, kırmızıya dönme
FLUSHING BOX : English Turkish
klozet, tuvaleti temizlemek için içinde su bulunan ve sifon çekildiğinde içindeki suyu tuvalet içine boşaltan su haznesi
FLUSHING TANK : English Turkish
içinden su çekilebilen su tankı (ör. tuvalet tankı, klozet)
FLUSHNESS : English Turkish
n. kırmızılık, allık, pembelik, kızıllık
FLUSTER : English Turkish
v. sarhoş etmek, telaşlandırmak, telaşlanmak, heyecanlanmak, bocalamak, iki ayağını bir pabuca sokmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani