Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GERIATRIST : English Turkish

n. geriyatrist, geriatri uzmanı olan kimse

GERM : English Turkish

n. mikrop, bakteri, virüs, tohum

GERM : English Turkish

v. çimlenmek, filizlenmek

GERM CARRIER : English Turkish

mikrop taşıyıcısı, taşıyıcı, portör

GERM CELL : English Turkish

n. gamet, üreme hücresi

GERM WARFARE : English Turkish

iyolojik savaş

GERMAINE : English Turkish

n. Germaine, kadın ismi

GERMAINE GREER : English Turkish

Germaine Greer, (1939 doğumlu) Avustralya doğumlu İngiliz feminist, "The Female Eunuch" kitabının yazarı

GERMAN : English Turkish

n. Alman, Almanca

GERMAN : English Turkish

adj. Alman

GERMAN : English Turkish

adj. öz, yakın akraba; aynı anne ve babadan olan (Eski kullanım)

GERMAN BY BLOOD : English Turkish

Hint-Avrupalı, Ari, tamamen Cermen olan

GERMAN CHANCELLOR : English Turkish

Alman Şansölye, Alman hükümetinin başkanı, Almanya lideri

GERMAN CITIZEN : English Turkish

Alman vatandaşı, Almanya'nın vatandaşı (kuzeydoğu Almanya'da bir ülke)

GERMAN COLONY : English Turkish

German Colony, btı Kudüs'te bulunan bir semt

GERMAN COUSIN : English Turkish

n. amca vs, teyze çocuğu, amca çocuğu, amca vs. çocukları, kuzen, çocukları

GERMAN DEMOCRATIC REPUBLIC : English Turkish

Demokratik Almanya Cumhuriyeti, Doğu Almanya, orta Avrupa'da bulunan eski ülke (Almanya'nın II. Dünya Savaşı bölünmesinden ortaya çıkan, 1990'da Batı Almanya ile birleşen), GDR

GERMAN MEASLES : English Turkish

kızamıkçık [tıp.]

GERMAN MEASLES VACCINE : English Turkish

Alman kızamık aşısı, Alman kızamığına neden olan virüse karşı koruyan aşı

GERMAN OCEAN : English Turkish

kuzey denizi

GERMAN PINSCHER : English Turkish

n. Alman pinscher, Almanya kökenli pinscher köpek cinsi

GERMAN PLATE : English Turkish

n. alman gümüşü

GERMAN POLICE DOG : English Turkish

n. alman kurdu

GERMAN SHEPHERD : English Turkish

alman kurdu

GERMAN SILVER : English Turkish

alman gümüşü