Multilingual Turkish Dictionary

English

English
GIVE ONE THE CREEPS : English Turkish

ürperti vermek

GIVE ONE THE HEEBIE JEEBIES : English Turkish

v. içini karartmak, ruhunu sıkmak

GIVE ONE THE SLIP : English Turkish

irini atlatmak, birinden kurtulmak, birinden kaçmak

GIVE ONE THE STICK : English Turkish

irini dövmek, birine dayak atmak, birini sopalamk, kırbaçlamak

GIVE ONE THE WILLIES : English Turkish

v. birini ürpertmek, tüylerini diken diken etmek, birini endişelendirmek veya korkutmak (örneğin,
"yatak odasındaki gıcırdayan pencere onu ürpertiyor"); kızdırmak, canını sıkmak, hüsrana uğratmak

GIVE ONE THE WORKS : English Turkish

irinin canına okumak, birini zor bir deneyimden geçirmek

GIVE ONE'S BLESSING : English Turkish

ıza göstermek, onay vermek, iyi dileklerini sunmak, kayırmak

GIVE ONE'S BLESSING TO : English Turkish

v. müsaade etmek (iyi dileklerle)

GIVE ONE'S BLOOD FOR : English Turkish

v. kan vermek

GIVE ONE'S PERSONAL OPINION : English Turkish

şahsi fikrini söylemek, birinin bir konu hakkında düşündüklerini söylemesi

GIVE ONE'S VOICE FOR : English Turkish

v. fikrini söylemek, kararını vermek

GIVE ONE'S WORD : English Turkish

söz vermek, vâât etmek

GIVE ONESELF A STRETCH : English Turkish

v. gerinmek

GIVE ONESELF A TREAT : English Turkish

v. kendi kendine ziyafet çekmek, herzamankinden farklı bir şey yemek

GIVE ONESELF AIRS : English Turkish

hava atmak, havalara girmek, fiyaka yapmak

GIVE ONESELF OVER : English Turkish

v. kendini vermek, kendini bırakmak, kendini alamamak

GIVE ONESELF UP : English Turkish

teslim olmak

GIVE OR TAKE : English Turkish

aşağı yukarı, hemen hemen, yaklaşık olarak, civarında

GIVE ORDER : English Turkish

v. emir vermek

GIVE ORDERS : English Turkish

v. emirler yağdırmak

GIVE OUT : English Turkish

ildirmek, duyurmak, ilan etmek, yaymak

GIVE OUT SMOKE : English Turkish

v. tüttürmek, tütmek

GIVE OVER : English Turkish

kesmek, durdurmak, bırakmak, vazgeçmek, çekilmek, kendini adamak

GIVE PARTICULARS : English Turkish

ayrıntıları ile bildirmek, ayrıntılar vermek

GIVE PERMISSION : English Turkish

izin vermek, yetki vermek, müsaade etmek; izin vermek, müsaade etmek, razı olmak