Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HUMECTATION : English Turkish

n. nemlendirme, nemli olma

HUMERAL : English Turkish

adj. kol kemiğine ait, omuz

HUMERUS : English Turkish

n. kol kemiği, pazı kemiği, omuz ile dirsek arasındaki kemik

HUMIC : English Turkish

adj. humusa ait veya humus ile ilgili, humusa özgü, organik maddeleri zengin toprak ile ilgili; humusta bulunan, humus içeriğinde bulunan

HUMID : English Turkish

adj. nemli, rutubetli, yaş

HUMIDIFICATION : English Turkish

n. humuslaştırma, nemlendirme, rutubetlendirme

HUMIDIFIER : English Turkish

adj. nemlendirici araç, rutubetlendirici

HUMIDIFY : English Turkish

v. nemlendirmek

HUMIDISTAT : English Turkish

n. nem ölçer, nem ölçmek için kullanılan alet, rutubet ölçen alet

HUMIDITY : English Turkish

n. nem, rutubet

HUMIDLY : English Turkish

adv. rutubetli bir şekilde, nemli bir şekilde

HUMIDOR : English Turkish

n. tütünlük, tütün kutusu, tütün saklamak için kullanılan kutu

HUMIFY : English Turkish

v. rutubetlendirmek, nemlendirmek; humuslandırmak, humuslu hale getirmek

HUMILIATE : English Turkish

v. aşağılamak, küçük düşürmek, utandırmak

HUMILIATED : English Turkish

adj. alçaltılmış, düşürülmüş, morartılmış, utandırılmış, madara edilmiş, bozulmuş, mahcup edilmiş

HUMILIATED HIM : English Turkish

onu alçalttı, onu düşürdü, onu morarttı, onu utandırıldı, onu madara etti, onu bozdu, onu mahcup etti

HUMILIATING : English Turkish

adj. aşağılayıcı, küçük düşürücü, küçültücü

HUMILIATINGLY : English Turkish

adv. alçaltarak, düşürerek, morartarak, utandırarak, madara ederek, bozarak, mahcup ederek

HUMILIATION : English Turkish

n. küçük düşürme, küçük düşme, aşağılama, rezil etme, alçalma

HUMILIATOR : English Turkish

n. alçaltan, düşüren, morartan, utandıran, madara eden, bozan, mahcup eden

HUMILITY : English Turkish

n. alçakgönüllülük, tevazu

HUMMEL : English Turkish

adj. boynuzsuz

HUMMEL : English Turkish

n. boynuzsuz hayvan

HUMMER : English Turkish

n. vınlayan şey

HUMMING : English Turkish

adj. vızıldayan, vınlayan, mırıldanan, uğultu, vızır vızır, kıpır kıpır, canlı