Multilingual Turkish Dictionary

English

English
HURRY SOMEONE UP : English Turkish

ir kimseyi aceleye getirme, bir kimseyi koşuşturma, birini telaşlandırma, bir kimsenin hızlı hareket etmesine neden olma

HURRY UP : English Turkish

çabuk olmak, acele etmek, acele ettirmek, aceleye getirmek

HURRY UP BREAKFAST : English Turkish

n. ayaküstü kahvaltı

HURRY UP! : English Turkish

interj. çabuk ol!, acele et!, hızlan!, çabuk yap!, hadi çabuk!

HURRYING : English Turkish

n. acelecilik

HURST : English Turkish

n. ağaçlık, orman, ağaçlı tepe, sahil (kumlu)

HURT : English Turkish

n. yara, bere, zarar, acı, sızı, ızdırap, üzüntü

HURT : English Turkish

v. kâlbini kırmak, yaralamak, incitmek, acıtmak, rencide etmek, acımak, küstürmek, ağrımak, canını yakmak, kırmak, zarar vermek, zarar görmek, incinmek

HURT : English Turkish

adj. kırgın, gücenmiş

HURT DEEPLY : English Turkish

incitmek, kâlbini kırmak

HURT HIM : English Turkish

onu acıttı, onu ağrıttı, onu incitti; o ağrı hissetti, onun canı acıdı

HURT HIS FEELINGS : English Turkish

onun duygularını incitti, onu duygusal olarak incitti

HURT HIS PRIDE : English Turkish

onun gururunu kırdı, onun haysiyetini incitti

HURTFUL : English Turkish

adj. yaralayıcı, acı veren, incitici, acıklı, zararlı

HURTFULLY : English Turkish

adv. zararlı bir şekilde, incitici bir şekilde, yaralayarak; acı vererek, acıtarak

HURTFULNESS : English Turkish

n. inciticilik, yaralama, zararlılık

HURTLE : English Turkish

v. çarpmak, fırlamak, ses yapmak, fırlatmak, savurmak

HURTLEBERRY : English Turkish

n. yabanmersini

HURTLESS : English Turkish

adj. ağrısız, zararsız, yaralamasız, yaralamaya neden olmadan; zarar görmemiş, yaralanmamış, incinmemiş

HUSAYN : English Turkish

n. Husayn, erkek ismi (Arapça)

HUSBAND : English Turkish

n. koca, eş, idare etmek, idareli kullanmak, efendi

HUSBAND'S BROTHER : English Turkish

kocanın erkek kardeşi, kayınbirader

HUSBAND'S FATHER : English Turkish

kocanın babası, kayınpeder, kayınbaba

HUSBAND'S MOTHER : English Turkish

kocanın annesi, kaynana, kayınvalide

HUSBAND-WIFE PRIVILEGE : English Turkish

karı-koca hakkı, bir karı veya kocayı birbirine karşı şahitlik etme gerekliliğine karşı koruyan vatandaşlık hakkı