Multilingual Turkish Dictionary

English

English
IBN-SINA : English Turkish

n. Ibn-Sina, Avicenna (
1037), Bukhara (Uzbekistan) yakınlarında küçük bir kasabada doğan ve Pers ülkesinde hayatını kaybeden önde gelen Pers (İranlı) doktor, filozof ve bilim adamı

IBO : English Turkish

n. İbo, güneydoğu Nijerya'da koyu tenli yerli halk; İbo halkı tarafından konuşulan Kwa dili (ayrıca Igbo)

IBO : English Turkish

n. İbo, güneydoğu Nijerya'da İbo halkı üyesi

IBRAHIM : English Turkish

n. İbrahim, (Arapça) erkek ismi; soyadı

IBRD : English Turkish

"International Bank for Reconstruction and Development (Uluslararası Yeniden İnşa ve Gelişim Bankası)", Uluslararası Yeniden İnşa ve Gelişim Bankası, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler'in 1944 yılında kurulan ve gelişmekte olan ülkeleri destekleyip onlara yeni yatırımlar konusunda devlet garantisiyle kredi veren kurumu

IBSEN : English Turkish

n. Ibsen, soyadı; Henrik Ibsen (
1906), Norveçli oyun yazarı

IBSENISM : English Turkish

n. İbsen tarzında, Henrik İbsen'e özgü olan dramatik kuruluşunun yöntemi veya tarzı

IBUPROFEN : English Turkish

n. Ibuprofen, ateş düşürücü ya da ağrı kesici analjezik ilaç (Amerika Birleşik Devletleri'nde üretilen)

IC : English Turkish

anlıyorum, aha!, jeton düştü, anladım! (İnternet kısaltması)

IC : English Turkish

tümleşik devre, ufacık bir çipte tümleşik olan birçok küçük transistor ve diğer elektronik bileşenlerden oluşan elektrik devresi (Elektronik, Bilgisayar)

ICANN : English Turkish

İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu, İnternet alan adresleri ve adres kayıtlarını düzenleyen şirket (1998'de bu hizmetleri bağımsız yönetime geçirme ve özelleştirme çabasıyla kurulmuştur)

ICARUS : English Turkish

n. Icarus, (Yunan Mitolojisi) Daedalus'un oğlu

ICB : English Turkish

ICB, popüler İnternet sitesi

ICBM : English Turkish

kıtalararası balistik füze, 3500 ya da daha fazla deniz mili menzili olan herhangi bir süpersonik balistik füze

ICC : English Turkish

"International Chamber of Commerce (Uluslararası Ticaret Odası)", Uluslararası Ticaret Odası, 1919 yılında kurulan ve pek çok ülkenin üyesi olduğu dünya çapında serbest ticaret ve küreselleşmeyi teşvik eden ve destekleyen teşkilat

ICE : English Turkish

n. buz, dondurma, pasta kaplama şekerlemesi, pırlanta, değerli taş

ICE : English Turkish

v. dondurmak, buzlanmak, buzla kaplamak, buza koymak, şekerle kaplamak, öldürmek

ICE ACCRETION : English Turkish

uzlanma, buz toplanması

ICE AGE : English Turkish

uzul çağı

ICE AXE : English Turkish

dağcı buz baltası

ICE BAG : English Turkish

uz kesesi, buz torbası, buz ile doldurulmuş çanta, dondurulmuş sıvı dolu torba (şişme ateşlenme vs'yi dindirmek için vücudun belli bölgelerine uygulanır)

ICE BOAT : English Turkish

uz yelkenlisi, buz kayığı, raylarla donatılmış ve buzlu yüzeylerde kayan kayık

ICE CAVE : English Turkish

uz mağarası, buz ini, buzluk, buz tarafından şekillenmiş yeraltı mağarası, için buz bulunan mağara

ICE COFFEE : English Turkish

uzlu kahve, buzla servis edilen soğuk kahve

ICE COLD : English Turkish

uz soğuğu, buz kadar soğuk, dondurucu soğuk